Vitamin C
Vitamin C (L-askorbik asit) temel besin maddelerinden birisidir. Suda çözünen bir vitamindir ve vücutta depolanmaz. Bu nedenle günlük olarak beslenme veya takviyeler yoluyla alınması gerekmektedir. Vitamin C miktarını yeterli düzeyde tutabilmemiz için her gün bu vitamini içeren yiyecekleri tüketmemiz elzemdir.
Vitamin C vücut içinde çeşitli fizyolojik işlevleri desteklemede önemli bir rol oynar. Bazı temel fonksiyonları arasında kolajen, L-karnitin ve belirli nörotransmitterlerin sentezinde de yer almaktadır. Ayrıca etkili bir antioksidan olarak vitamin C reaktif oksidatif türleri (ROS) olarak adlandırılan bazı maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasında da aktiftir. Demirin emilimini kolaylaştırmaya, bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve yara iyileşmesini hızlandırmaya katkıda bulunur.
Doğal süreçlerden veya çevresel kirleticilere maruz kalmamızdan kaynaklanan serbest radikaller, oksidatif stres oluşturabilir ve hücre hasarına yol açabilirler. Vitamin C’nin güçlü antioksidan özellikleri, iltihabı hafifletme ve bazı kanser türlerinin gelişme olasılığını azaltma gibi yönleri ile önem arz etmektedir. Ayrıca kolajen üretimi için vitamin C önemlidir. Bilindiği üzere kolajen kas dokusunun yaklaşık olarak %1–2’sini oluşturan bağ dokularının temel bileşeni olan birincil bir yapıdır. Kolajen tendonlar, bağlar, cilt, kornea, kıkırdak, kemikler, sindirim sistemi ve kan damarları da dahil olmak üzere lifli dokularda kritik bir yapısal element olarak hizmet verir. Yetersiz vitamin C seviyeleri şişmiş eklemler, kanama diş etlerinde kanamalar, diş kaybı, anemi ve sürekli yorgunluk gibi belirtilerle karakterize iskorbütün gelişmesine yol açabilir.
Vitamin C’ye ile ilişkilendirilen avantajlar cilt, kaslar ve çeşitli vücut dokularında bulunan kolajen üretimindeki rolü kapsamaktadır. Yetersiz vitamin C alımına sahip bireyler azalmış kolajen sentezi nedeniyle yara iyileşmelerinde gecikme yaşayabilirler. Vitamin C’nin potansiyel faydaları, kardiyovasküler (kalp-damar) sağlığa kadar uzanmaktadır: Kan damarlarının genişlemesine yardımcı olabilir, bu da dolaşım üzerinde olumlu etkilere yol açmaktadır. Kan damarı fonksiyonu için yararlı olabilecek nitrik oksit üretimini artırma kapasitesine sahiptir. Araştırmalar aterosklerozla ilişkilendirilen plak instabilitesini azaltmaya yardımcı olabileceğini öne sürerek, kalp hastalığı ve hipertansiyon (yüksek kan basıncı) riskini azaltabileceğini öne sürmektedir.
Ayrıca vitamin C’nin diyabet, anemi ve solunum yolu rahatsızlıkları da dahil olmak üzere diğer sağlık sorunları için umut verici olduğu gösterilmiştir. Bazı çalışmalar astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ile ilişkilendirilen belirtilerin hafifletilebileceği bir antioksidan etki sağlayabileceğini öne sürmektedir.
Vitamin C’nin en zengin kaynakları taze meyve ve sebzelerdir. Bununla birlikte bu yiyeceklerin pişirme süreçlerinde ısıya ve suya maruz kalması vitamin C içeriğinin bir kısmının bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle yiyecekleri maksimum besin değeri için çiğ olarak tüketmek tavsiye edilmektedir. Vitamin C açısından zengin besin kaynakları arasında kırmızı ve yeşil biber, portakal ve taze sıkılmış portakal suyu, greyfurt, kivi, çilek ve ıspanak gibi çeşitli seçenekler bulunmaktadır.
Sigara içenler veya sigara dumanına maruz kalan bireyler, sadece kaynatılmış süt tüketen bebekler, sınırlı beslenme çeşitliliğine sahip bireyler, özellikle bağırsak emilimini etkileyen belirli tıbbi durumları olanlar vitamin C eksikliği yaşayabilirler. Sigara içen bireyler genellikle sigara içmeyenlere göre daha düşük vitamin C seviyeleri sergilerler. Bu farklılık yüksek oksidatif stresle ilişkilendirilebilir. Sigara içme ayrıca iltihaplanmayı tetikler ve ağız boşluğunun, boğaz ve solunum sisteminin mukozal dokusuna zarar verir. Vitamin C, sağlıklı mukozal dokuyu korumak ve iltihabı azaltmak için önemli bir rol oynadığından, Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH), sigara içenlere günlük olarak vitamin C alımını tavsiye etmektedir. Tabi, anılan bu besin takviyelerini almadan önce mutlaka doktorunuza başvurup, danışmanız önceliğiniz olmalıdır.