NAHCİVAN VE ZENGEZUR KORİDORU
Nahcivan’a Mustafa Kemal Atatürk “Türk Kapısı”, Kazım Karabekir Paşa da Şark kapısı demektedir. Bunun anlamı şudur; Nahcivan aslında Türkiye’nin Kafkasya’ya ve Orta Asya’ya giriş kapısıdır. Bu nedenle, Nahcivan’ın ticari potansiyeli ve siyasi-stratejik ve ekonomik potansiyeli Türkiye için büyük bir öneme sahiptir. Nahcivan’ın sahip olduğu siyasi, ekonomik ve stratejik potansiyel Zengezur Koridoru açıldığı zaman daha da artacak ve bölgenin lojistik merkezlerinden birisi haline gelecektir. Çünkü Zengezur’un açılması ile Çin’den Londra’ya kadar kesintisiz bir ticaret ve ulaşım ağının sağlanması münkün olacak ki, bu dünyada ender projelerden birisidir denilebilir. Amerika ve Fransa’nın bölgedeki gelişmelerden rahatsız olmalarının önemli sebeplerinden birisi de budur. Çünkü bölgede bağımsız ve güçlü bir Türkiye ile birlikte bağımsız ve güçlü bir Azerbaycan istenmemektedir. Türkiye ve Azerbaycan’nın güçlenmesi aynı zamanda Türk Dünyasının güçlenmesi anlamına geleceği için de bölgedeki olumlu gelişmelere alternatif yollar veya projeler üzerinde çalışılmaktadır. Kısacası, yaklaşık olarak 500 bin nüfusa sahip olan Nahcivan’ın stratejik, ekonomik ve siyasi potansiyeli Azerbaycan ile birlikte düşünülmesi gerekir. Günümüz itibarıyla Türkiye ile Azerbaycan arasındaki dış ticaret hacmi yaklaşık 7,5 milyar dolardır. Zengezur Koridoru açılıp etkin işleyince bu rakamın 15-20 milyar dolarlara çıkması tahmin edilmektedir. Diğer taraftan Macaristan dahil Türk Dünyası arasındaki dış ticaret hacmi yaklaşık 30 milyar dolardır. Zengezur Koridoru açılınca, onun tetikleyici etkisiyle, bu rakam yaklaşık 50-60 milyar dolara çıkacak ki, bu çok büyük bir rakam demektir. Bu döngüde, bu ticaretin işleyişinde ana merkezlerden birisi Nahcivan olacaktır. Dolayısıyla Nahcivan’ı böyle önemli bir merkez olarak düşünmek gerekmektedir. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki “Şuşa Beyannamesi” ise bölgedeki siyasi-askeri, iktisadi, sosyal, güvenlik ve bölgesel barış ve huzurun sağlanması konusunda tam bir mutabakat belgesi niteliğindedir. Bu durum da hem Nahcivan’ın hem de Zengezur Koridorunun önemini artırmaktadır. Bu koridor açıldığında Türkiye’nin 1 trilyon 150 milyar dolar, Azerbaycan’ın ise yaklaşık 85 milyar dolarlık Gayri Safi Yurtiçi Hasılalık potansiyeli dünya piyasasına daha da entegre olarak büyüyecektir. Çünkü Zengezur Koridoru açılınca fizibilite çalışması tamamlanmış olan Kars-Iğdır-Nahcivan Demiryolu tamamlanarak “demirden ipek yolu” denilen yolun ana kollarından biri de tamamlanmış olacaktır. Böylece Nahcivan da bu ulaşım koridorunun ana merkezlerinden birisi olacaktır. Nahcivan’ın bir diğer ticari potansiyeli de tarımsal üretimdir. Dünyada gittikçe önemi artan “organik tarım” ve “organik hayvancılık” konusunda Nahcivan’ın önemi bir avantajı bulunmaktadır. İşte Zengezur Koridoru açılınca, Nahcivan ve Türkiye’nin belli bir bölgesinde dünyaya “organik tarım” ve “organik hayvancılık” ürünleri satılan bir koridor oluşturulabilir. Tüm konular düşünüldüğünde Aslında Nahcivan’ı sadece Azerbaycan’la birlikte değil, Nahcivan’ı Türkiye’yle birlikte de düşünmek gerekmedir. Böyle olunca, Nahcivan toprak ve nüfus büyüklüğü açısından küçük ama önemi çok büyük bir yer olarak ortaya çıkmaktadır. Bundan sonraki gelişmelere yönelik olarak hem Türkiye hem Azerbaycan hem de Nahcivan’ın birlikte etkinliğini artırmak için şu öneriler yapılabilir: Türkiye ile Azerbaycan ortak üniversitesi ileri teknoloji üreten bir kurum olarak tasarlanmalıdır. “İpek Yolu Ticaret Birliği” ya da “Kafkasya Ticaret Birliği” adı altında bu bölgede ticareti canlandırıcı bir oluşuma Türkiye ve Azerbaycan öncülük etmelidir. Ağrı Dağının turizm açısından değerlendirilmesi projelerine Nahcivan ve Zengezur açılınca da Karabağ dahil edilmelidir. Türkiye ve Azerbaycan bölgede “sağlık serbest bölgesi” oluşturmalıdır. “Türk Dünyası Nevruz Şenlikleri” Türkiye ve Azerbaycan’ın öncülüğünde bu bölgede tekrarlanmalıdır. İran üzerinden de Türkiye ve Azerbaycan bağlantılı demiryolu ağları oluşturulmalıdır.