BARAJLAR YÜZMEK İÇİN
UYGUN ALANLAR DEĞİLDİR
Sezgin ERÖZBAĞ
Yazar
Yaz ayı geldiğinde sıcaklardan bunalan bazı vatandaşlar serinlemek amacıyla barajlara girmektedir. Oysa can güvenliği açısından barajlar, dereler, göl ve göletler yüzmek için uygun yerler değillerdir.
Nitekim geçtiğimiz Haziran ayı içinde Ankara Kızılcahamam Kurtboğazı Barajında ikisi kardeş üç Suriye uyruklu kişi yüzmek için girdikleri suda boğularak can verdiler. Yine Temmuz ayı içerisinde Adana Seyhan Baraj Gölünde serinlemek için suya giren ondokuz yaşındaki bir gencin cansız bedeni “kurbağa adamlar” tarafından sudan çıkarıldı.
Havaların ısınmasıyla birlikte yıllardır barajlarda bu ve benzeri acı haberlere şahit olmaktayız.
Özellikle barajların yapım amaçları farklı olup, yüzmek için hiç de uygun yerler olmadığının bilinmesi gerekir.
Barajlar enerji üretimi için vardır, içme ve kullanma suyu sağlamak için vardır.
Ne kadar yüzme becerisi iyi olunsa da suya girmenin tehlikeli olduğu, kaldı ki yüzme bilmeyen veya yüzerken zorlanan kişiler için kesinlikle uzak durulması gereken yerlerdir.
Çünkü yüzeysel akış ile yukarı havzadan baraj gölüne gelen killi ve siltli malzemenin birikimiyle zeminin çamur formunda olması, suyun bulanıklığı, soğukluğu, kaldırma kuvvetinin düşüklüğü ve ani derinleşmeleri başlıca nedenler arasında sayabiliriz.
Ankara’dan örnek verecek olursak boğulma vakalarının önüne geçebilmek adına; baraj çevresi ve baraja su sağlayan dere kenarlarına uyarıcı levhalar konulması, arazi koşullarının uygun olduğu yerlere tel çit yapılması, bölgeye araç girişinin engellenmesi, baraj gölü içerisinde botla ya da drone vasıtasıyla havza kontrolünün aralıksız yapılması ve devriye sayısının artırılması gibi bir dizi önlem alınmakta, “suya girmenin tehlikeli ve yasak olduğu” yönünde anonslar yapılmaktadır.
Ancak bütün bu önlemlere rağmen yine de boğulma vakaları kendini göstermektedir.
O halde yapılması gereken sorumluluk duygusu içinde tehlikeli sulardan uzak durulmasıdır.
Diğer bir konuda baraj bölgelerinde piknik yapılması ve ateş yakılması.
Hâlbuki her ikisi de yasak ve tehlikeli olup, “özel koruma alanı” kapsamında olan barajların korunması yönünde vatandaşların bu konularda da dikkatli ve duyarlı olmaları gerekmektedir.
Özellikle büyük şehirlerde içme ve kullanma amaçlı sular barajlardan gelmektedir. Kaliteli ve güvenli su için öncelikle suyun kaynağında korunması gerekmektedir. Bu konuda vatandaşlara da sorumluluk düşmektedir.
Üstelik tüketim bedeli aylık olarak faturalandırılmakta olan bu suyu kirletmemek, arıtma maliyetini de düşüreceğinden fiyatlandırmaya olumlu etkisi olacaktır.
Maalesef baraj havzalarında piknik yapılır iken su kirletilmekte ve bu kirli su baraj havzasına akmaktadır.
Her ne kadar belediyeler tarafından bu alanlardaki çöpler sürekli toplanarak atık depolama alanlarına gönderilmekte ise de bazen gözden kaçanlar ister istemez baraj havzasına taşınmaktadır.
2872 sayılı Çevre Kanununa göre baraj gölleri ile akarsuları kirletenler hakkında idari para cezası tesis edilmesi hükme bağlanmıştır.
İşin idari ve mevzuat yönü bir yana kimsenin doğaya zarar vermeye, sevdiklerini üzmeye, yakınlarını gözü yaşlı bırakmaya hakkı yok. Hem can güvenliğimiz hem de suyu kirletmeme adına baraj havzalarında tehlikeli ve zarar verici davranışlardan kaçınılması gerekir.