SUDA KRİTİK EŞİKTEYİZ

SUDA KRİTİK EŞİKTEYİZ

Sezgin ERÖZBAĞ

         Yazar

 

Akdeniz iklim kuşağında bulunan ülkemizde kurak ve yarı-kurak iklim şartları görülmektedir. Bu iklim şartlarına sahip bölgelerin en önemli karakteristik özelliği kuraklık afetine duyarlı bir yapıda olmalarıdır. Dolayısıyla ülkemiz iklim değişikliğinin de etkisiyle kuraklık afeti riski ile karşı karşıya bulunmaktadır.

 

Son yıllarda ülkemizde ve dünyada kuraklıkların şiddet ve sıklığının arttığı, her geçen gün daha fazla insanın bu afetten etkilendiği görülmektedir.

 

Nitekim Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün “Yaz Mevsimi Su Verimliliği Tedbirleri” konulu kamu kurumlarına göndermiş olduğu 12.07.2024 tarihli yazılarında; 2024 Mayıs ayının 1940 yılından beri en sıcak Mayıs ayı olarak kayıt altına alındığı belirtilmiştir.

 

Söz konusu Bakanlıkça daha önce hazırlanan 2023-2033 yılları arasını kapsayan “Değişen İklime Uyum Çerçevesinde Su Verimliliği Strateji Belgesi ev Eylem Planın” da

 

“Su kıtlığı veya stres durumunu tanımlamak için kullanılan uluslararası Falkenmark indeksine göre yılda kişi başına düşen su miktarı 1.700 ~ 1.000 m³ arası olan ülke veya bölgelerin “su sıkıntısı” içinde oldukları ifade edilmektedir. 2022 yılı için Ülkemizde kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarı 1.313 m³ olup, artan nüfusla birlikte kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarının 2030 yılından sonra 1.000 metreküpün altına düşmesi beklenmektedir. Gerekli tedbirlerin alınmaması halinde çok yakın gelecekte Türkiye’nin su kıtlığı çeken bir ülke durumuna geleceği, sosyal ve ekonomik pek çok olumsuz sonucu da beraberinde getireceği aşikârdır. Gelecek projeksiyonlarının sonuçlarından da anlaşılacağı üzere ülkemizi bekleyen kuraklık ve su kıtlığı riski mevcut su kaynaklarımızın verimli ve sürdürülebilir şekilde kullanılmasını zorunlu kılmaktadır.”

 

Şeklinde tespitlere yer verilerek konunun önemi üzerinde durulmuştur.

 

Benzeri tespit ve uyarılar devletin yetkili ve ilgili kurumlarının raporlarında yer  almakta, yeri geldikçe kamuoyu ile de paylaşılmaktadır.

 

Bu bağlamda kuraklık, su kıtlığı riski, suyun verimli ve tasarruflu kullanılması sadece bugünün konusu değildir. Ancak yeterli önlemler alınmaz ise yarın çok geç olabilir.

 

Tarım ve Orman Bakanlığının mezkur yazılarında kuraklık ve su kıtlığı ile mücadele kapsamında gerekli iş birliğinin sağlanması için tekrar bir çağrı yapılarak, kurum ve kuruluşlar tarafından uygulanması önemli görülen ve su verimliliğinin “azalt-değiştir-yeniden kullan” stratejileri ile uyumlu olarak belirlenen başlıca tedbirlere değinilmiş, alınması gereken önlemler aşağıda belirtildiği şekilde sıralanmıştır.

 

 

  • İçme suyu şebekeleri ve depolarında sızıntı, patlak vb. arızaların takip edilmesi ve içme kullanma suyu niteliğindeki suyun kaybının önlenmesi için ivedilikle gerekli çalışmaların yapılması,
  • Park, bahçe, refüj gibi kamusal yeşil alanlarda ve turizm tesislerinin yeşil alanlarında bölgenin şartlarına uygun kuraklığa dayanıklı peyzaj bitkilerinin (gladiçya, sabin ardıcı, konik ladin, sapsız meşe vb. gibi) tercih edilmesi; sulamanın verimli sulama yöntemleri ile buharlaşmanın az olduğu saatlerde yapılması; sulamada mümkün mertebe içme suyu niteliğindeki su yerine ilgili mevzuatauygun olarak geleneksel olmayan su kaynaklarının (yağmur suyu, gri su, arıtılmış atıksu,vb.) kullanılması,
  • Araç yıkama işletmelerinde su kullanımının kontrol altına alınması, araçların su verimliliği sağlayan yöntemler ile temizlenmesi,
  • Park, bahçe, cami vb. kamuya açık alanlarda suyun boşa akmasının önlenmesi için kontrollerin sağlanması,
  • Park, bahçe, site vb. alanlarda bulunan süs havuzlarının doldurulmasında kontrollü su kullanımının ve suyun çevriminin sağlanması,
  • Basınçlı duş başlığı, tasarruflu musluk ucu aparatı (perlatör), sensörlü musluk, tasarruflu rezervuar gibi su verimliliği sağlayan cihaz ve ekipmanların ticarethaneler/işletmeler, kamu binaları, haneler vb. özel ve tüzel kişiliğe haiz yerlerde kullanılması,
  • Yaz döneminde suyun yoğun olarak kullanıldığı turizm tesislerinde tuvalet, lavabo ve banyolarda sızıntıların onarılması, düzenli bakım yapılması; su tasarrufu sağlayan cihaz ve ekipmanların tercih edilmesi; temizlik işlerinde su verimliliği sağlayan yöntemlerin kullanılması,
  • Endüstriyel işletmelerde tesis içinde ve/veya proseslerde kullanılan nispeten temiz suların altyapı değişikliği gerektirmeyen alanlarda yeniden kullanılması,
  • OSB şebekelerinde ve tesis içi hatlarda sızıntıların önlenmesi ve su kullanımlarının kayıt altına alınarak düzenli olarak izlenmesi,
  • Tarımda gece sulamasına ağırlık verilmesi ve sulama zaman aralıklarına özen gösterilmesi, basınçlı sulama sistemlerinin tercih edilmesi,
  • İklim değişikliği etkileri, suyun verimli kullanılmasının önemi ve gerekliliği konularında vatandaşın farkındalığının artırılmasına yönelik çalışmalar yürütülmesi; kentsel, tarımsal, endüstriyel ve bireysel kullanımlarda su verimliliği sağlayan yöntemlere ilişkin suverimliligi.adresinde yer alan bilgilendirici afişlerin kurum ve gov.tr/kurumsal-kimlik/ kuruluşların hizmet birimlerindeki bina ve kat girişleri, asansör, tuvalet, mutfak, lavabo gibi ortak kullanım alanlarına kalıcı olacak şekilde asılması.

 

Yukarıda yer alan her bir öneri önemli ve sahiplenilmelidir. Suyun alternatifi olmadığı gibi stratejik öneme haiz olduğu da sanırım tartışma götürmez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir