Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Kıdemli İletişim Yöneticisi Jonathan Fowler, İsrail’in yoğun saldırıları ve kuşatması altında bulunan Gazze Şeridi’ndeki insani yardımlarla ilgili duruma ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Gazze Şeridi’nde benzeri görülmemiş bir seviyede trajedi ve insani kriz yaşandığını vurgulayan Fowler, “Nereye baksanız tüm göstergeler tamamen felaket. İlaç, yiyecek, içme suyu ve erişim eksiliği yaşanıyor. Sürekli yerinden edilme, ölüm, yıkım ve insanların kaybolması gibi olaylar yaşanıyor. Durum tamamen felaket. Burada yaklaşık 2 milyonluk bir nüfus var ve hayatta kalmak için tamamen insani yardıma bağımlılar. Bu insan yapımı bir felaket ve bunun devam etmesi kesinlikle vicdansızlık.” dedi.
Fowler, insani yardım malzemeleri taşıyan ve Gazze Şeridi’ne giriş yapan tır sayılarındaki düşüşe işaret ederek, 27 Kasım’da tüm sınır kapılarından sadece 75 tırın şeride giriş yapabildiğini söyledi.
Nüfusun temel ihtiyaçlarını karşılamak için günde yaklaşık 500 yardım tırının Gazze’ye giriş yapması gerektiğini hatırlatan Fowler, 7 Ekim 2023’ten bu yana bu rakama hiç ulaşılmadığını söyledi.
Fowler, “İnsanlar bana bazen Gazze Şeridi’nde neden kıtlık yaşanıyor veya bu tür konularda neden endişelendiğimi soruyor. Bunu anlamak karmaşık değil. Günde 500 kamyon gıda ve diğer malzemelere ihtiyacınız varsa ve sadece 70, 80, 90 yardım tırı giriş yapıyorsa, bunu anlamak zor değil. Bu yüzden insanlar bu kadar şiddetli acı çekiyor.” dedi.
Özellikle Gazze’nin kuzeyinin yaşanan trajediden çok etkilendiğine vurgulayan Fowler, Gazze’nin kuzeyinde 400 bin kişinin yaşadığını ancak BM ve ortaklarının bunlardan sadece 340 binine ulaşabildiğini kaydetti.
Fowler, UNRWA ve diğer BM kuruluşlarının bu insanlara yiyecek, tıbbi malzeme, kış için plastik barınaklar ve hijyen kitleri ulaştırabildiğini ancak bunun ihtiyaçlarla kıyaslandığında yeterli olmadığını söyledi.
“Gazze’nin kuzeyi, mevcut insani trajedinin bir tür merkez üssü”
Kuşatma altındaki Gazze’nin kuzey bölümüne ulaşamadıklarını belirten Fowler, şöyle devam etti:
“(İsrail tarafından) Hala Gazze’nin kuzeyindeki insani yardım çalışmalarımız için erişimimiz engelleniyor. Temel olarak Gazze’nin kuzeyinde yaklaşık 60 günlük bir kuşatma var ve 60 bin kişi orada yaşıyor. Oradaki insanlar tamamen izole edilmiş durumda. Yiyecekleri ve suları yok. Hatta ambulans veya buna benzer hizmetlere dahi erişemiyor. Yani insanlar kendi başlarına hayatta kalmaya terk ediliyor, buna hayatta kalma denebilirse. Çünkü bu insanlar için ölüm her köşede. Gazze’nin kuzeyi, tüm Gazze Şeridi’nin en çok etkilenen bölgelerinden biri. Orası, mevcut insani trajedinin bir tür merkez üssü. Bu da insani yardım görevlilerine erişimin olması ve derhal ateşkes yapılması gerektiğinin bir nedeni. Kuşatma altındaki Gazze’nin kuzeyinde neler olup bittiğine dair somut bilgi edinmek son derece zor. Hala yerinden edilmiş insanlara ve sahadaki ve yerinden edilmiş Filistinli meslektaşlarımıza ulaşmaya çalışıyoruz ancak onlar son derece zor bir durumdalar. Neler olup bittiğine dair doğru bir resim elde etmek zor ancak kesin olarak söyleyebileceğimiz şey bunun mutlak bir felaket olduğudur.”
Fowler, Gazze’nin kuzeyinde artan yetersiz beslenme risklerinin de olduğunu vurgulayarak, 60 gündür gıda ulaştırılamayan bir yer için bu sonucun şaşırtıcı olmadığına işaret etti.
Bu bölgede büyük bir trajedinin yaşandığına da dikkat çeken Fowler, “Bu kuşatılmış bölgedeki insanlar açlıktan ölecek. Yardım malzemeleri alamazlarsa başka ne yapabilirler? Temel olarak yiyecek hiçbir şey yok.” dedi.
Fowler, Gazze’nin kuzeyindeki ihtiyaç sahibi insanlara her gün ulaşmaya çalıştıklarını ancak (İsrail tarafından) erişimlerinin engellendiğini söyledi.
Savaş bölgelerindeki insani yardım görevlileri için standart olarak işleyen bir prosedür olduğunu söyleyen Fowler, güvenli olmayan veya ulaşım taleplerinin reddedildiği alana giriş yapamayacaklarını vurguladı.
“Çok zor kararlar almamız gerekiyor”
Fowler, 1 Aralık’ta Kerem Ebu Salim (Şalom) Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırmayı durdurmak zorunda kaldıklarına, bunun operasyonların güvenliğine dair sorunlardan kaynaklandığına dikkati çekti.
İnsani yardım görevlileri mümkün olduğunca güvenli bir şekilde çalışabilmesi gerektiğinin altını çizen Fowler, “Çok zor kararlar almamız gerekiyor. Bunlardan biri insani yardım geçişini durdurmaktı. Bunun nedeni yardımın Gazze Şeridi’nin diğer tarafına ulaştığında çalınmasıydı. Ancak bu tür bir anarşi, suç ve çaresizlik elbette savaşın bir sonucudur. Yardım görevlilerini ve yardım malzemelerini koruma sorumluluğu işgalci güce, yani İsrail’e ait. Bunda şüphe yok. Bu nedenle yardımın Gazze’ye güvenli bir şekilde ulaşması sağlamak için her şey İsrail yetkilileri tarafından yapılmalıdır.” diye konuştu.