Ekonomi, finans, dijital ve teknoloji alanlarını kapsayan Global Liderler Zirvesi (Global Leader Summit), “Yapay Zeka ve Sürdürülebilir Gelecek” teması ile bu yıl ilk kez gerçekleştiriliyor.
İş dünyası fikir önderlerinin buluşacağı zirvede, Türkiye’den ve dünyadan liderlerin, düşünce önderlerinin katılımları ile 100 konuşmacı, 75 oturumda yer alıyor.
Zirve kapsamında, “liderlik, teknoloji ve gelecek, finans ve ekonomi, fintech, sürdürülebilirlik” kulvarlarında konuşmalar, “Liderlerin Gelecek Beklentileri”, “Sürdürülebilir Bir Geleceğe Ne Kadar Hazırız? Öneriler, Aksiyon Planları”, “Sürdürülebilirlik Ekseninde Dünyamızın Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi, İşin Neresindeyiz?”, “Liderlerden Başarının Sırları” başlıklı paneller ve çevrim içi katılımcılar için online oturumlar düzenlenecek.
Mustafa Gültepe, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, Global Liderler Zirvesi’nin iş dünyasının geleceğini şekillendiren stratejik ve prestijli bir platform olduğunu belirterek, etkinliğin iş dünyasının da en güncel iki konusu olan “teknolojik dönüşüm ve sürdürülebilir kalkınmayı” bir araya getirdiğini dile getirdi.
Yapay zekanın küresel ekonomiyi dönüştüren bir güç haline gelmeye başladığına işaret eden Gültepe, “Her geçen gün bu etkiyi daha fazla hissediyoruz. Yapay zeka, şirketlerin verimliliklerini artırmanın yanı sıra, yeni iş modelleri oluşturmalarına ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına da fırsat sunuyor.” dedi.
Gültepe, teknolojinin nasıl kullandığı ve ne elde edildiğinin önemli olduğuna dikkati çekerek, “Bu kapsamda teknolojik dönüşümün ekonomik boyutunu da değerlendirmemiz gerekiyor. Firmalarımız, yapay zeka sayesinde üretim süreçlerini optimize edebiliyorlar. Başka bir ifadeyle ‘daha az kaynakla daha fazla üretim’ yapabiliyoruz. Böylece maliyetler düşerken, karbon ayak izi de azalıyor. Bu verimlilik artışı, küresel pazarlardaki rekabet gücümüze de olumlu katkı sağlıyor.” açıklamasını yaptı.
Avrupa pazarına ihracat yapan firmalar için sürdürülebilirlik kriterlerinin giderek daha belirleyici hale geldiğine de işaret eden Gültepe, “Firmalarımızın rekabet güçlerini koruyabilmeleri için bu çözümlere odaklanmaları gerekiyor. Türkiye olarak, bu dönüşüme hızla adapte olmaktan başka çıkar yolumuz bulunmuyor.” diye konuştu.
“Temel vizyonumuz Türkiye’nin en çok ihracat yapan ilk 10 ülke arasında yer alması”
TİM Başkanı Gültepe, Türkiye’nin 2013’te 161,5 milyar dolar ihracat yaparken 2023 yılını 255,6 milyar dolar ihracatla kapattığını anımsatarak, son 10 yılda ihracatın yüzde 58 arttığını ifade etti.
Temel vizyonlarının Türkiye’nin en çok ihracat yapan ilk 10 ülke arasında yer alması olduğunu belirten Gültepe, “Bu nedenle bir yandan ihracat rakamlarını artırmalıyız, bir yandan da değişen dünyanın koşullarına ayak uydurmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
Gültepe, bu yıl 264 milyar dolar ihracat hedeflendiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz sekiz ayda yaklaşık 171 milyar dolara ulaştık. Son 12 ayda ise ihracatımız 262 milyar dolar seviyesinde. Hedeflerimizi yakalamak için ihracatçılarımız yoğun gayret sarf ediyor. İnanıyorum ki bu hedefe de sene sonunda ulaşarak başarılarımız arasına bir yenisini ekleyeceğiz. Türkiye olarak son yıllarda ihracat performansımızda elde ettiğimiz başarıları, yalnızca daha fazla üretimle değil, aynı zamanda çevreye duyarlı ve yenilikçi ürünlerle taçlandırmalıyız.
Elbette sürdürülebilir bir gelecek kurmak, yalnızca bugünkü sorunları dile getirerek olmaz. Vizyoner düşünerek geleceğin zorluklarına da odaklanmamız gerekiyor. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak hepimizin sorumluluğu. Bu kapsamda TİM olarak, yeşil enerjiye ve çevre dostu üretim süreçlerine odaklandık. İhracatçılarımızı bu dönüşümde desteklemeye devam ediyoruz.”
DEİK Başkanı Olpak: Friend-shoring ve near-shoring kavramlarını daha fazla konuşmaya başladık
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak da sürdürülebilir gelecek gündemlerinde tedarik zincirinin düşünülenden fazla önemli olduğunu belirterek, globalleşmeden glokalleşmeye geçen dünyayı, friend-shoring ve near-shoring kavramlarını bu dönemde daha fazla konuşulmaya başlandığını söyledi.
Olpak, lojistiğin mesafeden bağımsız olarak erişilebilirlikle ifade edilmesi gerektiğine işaret ederek, “Değişen şartların, eskinin bazı doğru kabullerini değiştirebildiğine, hayatımızdan çıkmalı denen nükleer enerjinin aniden yeşil enerji kaynağı olarak kabulünü de, kömür kaynaklarını tekrar değerlendirme gündemini de bu dönemde yaşadık.” diye konuştu.
Yeşil dönüşüm dendiği zaman adeta sadece çevreye duyarlı üretimin anlaşıldığını aktaran Olpak, “Halbuki söz konusu kavram bununla sınırlı değil, yeni bir ekonomik modelden bahsediyoruz. Aynı şekilde dijital dönüşüm denildiği zaman da adeta sadece fiziki ortamda sunulan hizmetlerin dijital ortama taşınması anlaşılıyordu. Halbuki dijital ekonomiyle, özel hayatımızdan başlayarak tamamen yeni iş modellerini içerecek şekilde yeni bir ekonomik dizayndan bahsediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Olpak, her 2 kavramı entegre ve birbirini destekleyici bir şekilde algılayıp stratejilerin bu çerçevede oluşturulması gerektiğine işaret ederek, “Örneğin, yapay zekayla karbon salınımını en aza indirecek rotaları yeniden oluşturmak, atıklarımızın döngüsel ekonomi içinde değerlendirilmesi stratejilerini geliştirmek, su ve benzeri kaynaklarımızı tarımsal üretimde daha tasarruflu kullanmak yapabileceklerimizden sadece bazıları.” dedi.
Serbest ticareti konuşurken artan ticari bloklar ve kamplaşmaların daha fazla tartışılmaya başlandığını vurgulayan Olpak, “Umarım, bu ikiz dönüşüm süreci, ifade edilen hedeflerin ötesinde, ticari hayatımıza yeni duvarlar örmek ve engeller dizayn etmek amaçlı girişimler değildir.” açıklamasını yaptı.
Ferik: İstanbul, dünya M.I.C.E. endüstrisi için önemli bir destinasyon
KREA M.I.C.E. Üst Yöneticisi (CEO) ve Global Liderler Zirve Başkanı Seda Mızraklı Ferik ise İstanbul’un toplantı sektöründe kendini daha da fazla göstermeye başladığını ifade ederek, İstanbul’un bugün dünya M.I.C.E. endüstrisi için gerçekten çok çok önemli bir destinasyon olduğuna dikkati çekti.
Ferik, zirvenin bu seneki ana temasının yapay zeka çağı ve sürdürülebilir gelecek olduğunu dile getirerek, “Sürdürülebilir gelecek özellikle değişen teknolojilerin hızlandığı bu çağda hepimizin üzerinde durması gereken çok kritik bir unsur.” dedi.
TribeWanted Kurucusu Ben Keene de teknolojinin insanları birbirinden uzaklaştırıyor gibi görüldüğünü, ama bir yandan da insanların hayatını dönüştürmesine de yardımcı olduğunu söyledi.
İnsanların araştırma yapmak için artık kütüphaneye gitmek zorunda olmadığını ifade eden Keene, “ChatGPT gibi sohbet araçları kullanarak bilgi alabiliyorlar. Evet robotlar geldi ve bizim aslında çok verimsiz çalıştığımızı öğrendi. Dünyanın dört bir yanında daha sürdürülebilir hayatları inşa etmeye çalışan insanlar var. Sürdürülebilir bir gelecek isteyen insanların ihtiyacı olan şey de aslında çok kolay ulaşabilir şeyler.” açıklamasını yaptı.