Sanat dünyasında büyük bir dönüşüm sağlayan yapay zeka teknolojileri, sanat üretim süreçlerinde yeni ve yaratıcı yöntemler sunarken, sanatçıların hayal gücünü genişleterek, geleneksel sınırları aşmalarına da yardımcı oluyor.
Çalışmalarında yapay zeka teknolojisini kullanan Cinematic Ideas’ın kurucusu Ernesto M. Anaya ile küratör ve yapay zeka araştırmacısı Luba Elliott, AA muhabirine yapay zeka ve sanat birlikteliğinin sonuçları ve sanat endüstrisine katkıları üzerine açıklamalarda bulundu.
Ernesto M. Anaya, sinematik fikirlerdeki en büyük değişimin yapay zekayı tüm süreçlere dahil etmekle olduğunu belirterek, “Fikrin başlangıcından itibaren beyin fırtınası yapıyoruz. Ancak ChatGPT, Gemini ya da Quad olsun, yapay zeka kullandığımızdan beri fikirlerimiz daha iyi hale geliyor. Yani her şey değişti. İçeriğimizi oluşturmak için artık yapay zekayı kullanmak zorunda olmamız çok etkileyici.” şeklinde konuştu.
“Gelecekte kendi filminizi yapmak daha kolay olacak”
Cinematic Ideas şirketinin “iFilmSchool” girişimiyle eğitimde akıllı telefonların dönüştürücü gücünün ön plana çıkarıldığını söyleyen Anaya, erişilebilir film yapımına olan bağlılığı, sanat formunu demokratikleştirmeyi, hevesli yaratıcılarla ilgi çekici hikayeler yaratmak için gereken bilgi ve araçlarla işlerin güçlendirilmesini amaçladıklarını kaydetti.
Film okulunda telefonla çalışmalarının nedenlerine de değinen Anaya, şu bilgileri verdi:
“iPhone’un çok kararlı bir yazılımı var, sadece makro ile çalışıyor ve çökmüyor. Ağımızdaki içeriği daha hızlı büyütmek için iPhone kullanmamız gerektiğini nasıl daha net anlatabilirim diye düşünüyordum. Bu yüzden yaptığım şey, insanlara telefon kullanmayı öğretmekti. Bazı küçük iPhone numaraları iyi bir fark yaratıyor.”
Anaya, “Gerilla Akıllı Telefon Film Yapımı Sanatı” kitabını yazdığını da sözlerine ekleyerek, “Kitap, temelde verimli olmanın ne kadar önemli olduğundan bahsediyor. Fikrinizi gerçekten hayata geçirmek istiyorsanız telefonunuzu kullanabilir ve film yapabilirsiniz. Örneğin iPhone’la yapılan filmlerin harika örnekleri var. Yönetmen Steven Soderbergh’i gerçekten takdir ediyorum. Şimdiye kadar iPhone’larla iki film yaptı. Bu çok heyecan verici.” dedi.
Genç film yapımcılarına tavsiyelerde bulunan Anaya, “Ne zaman Steven Soderbergh’in filmleri aklıma gelse, filmimi bitirmem gerektiğini hatırlıyorum. (Telefonla) Film yapmak daha uygun fiyatlı. Gençlere söyleyebileceğim şey, gelecekte kendi filminizi yapmanın daha kolay olacağı.” ifadelerini kullandı.
“Sistemle iletişim kurmak için kendi dilinizi iyi kullanmanız yeterli”
Küratör ve yapay zeka araştırmacısı Luba Elliott ise Cambridge Üniversitesinde modern diller üzerine eğitiminin yapay zeka üzerindeki olumlu katkılarına işaret ederek, şunları aktardı:
“Eğitimimi tamamladıktan sonra, bir süre Almanya’da yaşamak ve startup’larda çalışmak istediğimi fark ettim. Çalıştığım girişim sanat koleksiyoncuları için bir veri tabanıydı. Böylece sanat ve teknoloji tarafıyla daha yakından çalışmaya başladım. Deep Dream gibi ilk yapay zeka sanat teknolojilerinden bazıları ortaya çıktı. Deep Dream, teknolojinin bir resme baktığı ve standart bir resimden çıkan tüm bu garip, tuhaf yaratıklara sahip olduğunuz bir araçtır. Bu yüzden bunun gerçekten ilginç olduğunu düşündüm. Etkinlikler ve sergiler düzenlemeye başladım ve bilirsiniz, o zamanlar başka kimse bunu yapmadığı için, bu birçok fırsata yol açtı.”
Yapay zeka alanının 2015’te heyecan verici olmaya başladığını vurgulayan Elliot, “Elbette son bir-iki yılda neler olduğuna bakarsanız, biraz metin yazıp ardından bir resim, bir video, belki de bir şarkı elde edebileceğiniz tüm bu modellere sahipsiniz. Dolayısıyla bu sistemlerle çalışmak, çok sayıda kod yazmak yerine doğal dil temelinde çok daha kolay. Bence bu heyecan verici çünkü herkesin teknolojiyle etkileşime geçmesi için çok daha fazla fırsat sunuyor. Artık güzel resimler üretmek için bilgisayar eğitimi almanıza gerek yok. Sistemle iletişim kurmak için kendi dilinizi iyi kullanmanız yeterli.” dedi.
Elliot, sistemle etkileşime giren herkesin makinelerle nasıl konuşacağını bilmesinin önemine dikkati çekerek, daha iyi bir görüntü elde etmek için, cümlenin nasıl doğru ifade edilmesi, hangi kelimelerin hangi sırayla kullanılması gerektiğini vurguladı. Bu bağlamda dilin çok önemli olduğunu söyledi.
Sanatçının rolünün araçlarla heyecan verici fikirler üretmeye devam etmek ve toplum üzerindeki etkileri vurgulamak olduğunun altını çizen Elliot, “Gelecekte her bir bireyin isteklerine göre uyarlanmış ve çok daha hızlı üretilebilen, daha kişiselleştirilmiş sanat görmeyi bekliyorum. Ayrıca daha interaktif ve büyük ölçekli sanatın yanı sıra insanın çok fazla dahil olmadığı ve daha çok makinenin başından sonuna kadar yaratıcı olduğu çeşitli sistemler görmeyi bekliyorum.” diye konuştu.