VEKÂLET SAVAŞLARINDA TÜRKİYE’YE KARŞI ŞİMDİ NE KULLANILACAK?
Vekâlet savaşları, devletlerin birbirlerine fiilen saldırmadığı ancak üçüncü bir taraf vasıtasıyla mücadele halinde olduğu savaşlardır. Bu üçüncü taraf paralı askerler, bir başka devlet veya siyasi, dini terörist gruplar olabilir. Genellikle büyük devletler nüfuz alanlarını genişletmek için piyon terörist unsurları kullanarak bu savaşı gerçekleştirirler.
Geçmiş tarihimiz boyunca biz Türkler ilk önce bizim üzerimize derin hedefleri bulunan Çin ardından Şark Meselesi takipçileri İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya ile sonrasında Büyük Ortadoğu Planını uygulayan ABD tarafından hep vekâlet savaşları ile uğraştırılarak hiçbir zaman rahat bırakılmamıştır.
Yakın tarihimizde ve günümüzde de Türkiye’de yukarıda işaret edilen bazı büyük devletler tarafından kullanılan piyon terörist örgütler vasıtasıyla halen vekâlet savaşları icra edilmektedir.
Bugün, Ermeni terör örgütü ASALA ve bölücü terör örgütü PKK‘nın ortaya çıkışlarından başlayarak geçirdiği tüm evrelerin ve taktik uygulamalarının bir şablon gibi üst üste oturduğunu dikkatli bir gözlem sonucu artık daha iyi görmekteyiz.
Aslında XVIII. ve XIX. yüzyılda Ermeni Sorununu çıkaran ve taraf olan büyük ülkeler ile yakın zamanda Ermeni terör örgütü ASALA ve bölücü terör örgütü PKK’ya taraf ülkelerin aynı oldukları artık tarihi bir gerçektir.
Büyük güçler tarafından Türkiye için vekâlet savaşına hazırlanan PKK Terör Örgütü 15 Ağustos 1984’de Eruh ve Şemdinli eylemleriyle terör sahnesine etkin olarak çıkmış ve aynı tarihlerde Ermeni ASALA Örgütü görevini tamamlayarak eylem alanlarından çekilmiştir.
1984 de yoğun eylemlere başlayan bölücü terör örgütü PKK’, kurucu lideri Abdullah Öcalan’ın Milli İstihbarat Teşkilatı’nın operasyonu ile 15 Şubat 1999 da yakalanarak Türkiye’ye getirilmesi ile yurtiçi eylemlerini eskiye oranla azaltarak yurtdışında faaliyetlerini ağırlıklı olarak sürdürmüştür.
Bölücü terör örgütü yurtiçi eylemlerini azaltmak zorunda kalınca eskiden beri yedek hazırlanan yeni bir vekâlet savaşçısı 1999 yılından sonra Türkiye için daha etkin görevlendirilmiştir. Bu sefer Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ); sözde eğitim, Türk kültürünü tanıtma, dinler arası diyalog ve din düşmanları ile mücadele maskelerini kullanarak yurtiçinde ve dışında gizli bölücü faaliyetlerini arttırmaya başlamıştır.
15 Temmuz 2016 tarihinde ise Cumhuriyetimizi, Anayasal Düzenimizi bozmaya, Devletimizi yıkmaya ve Milli İrademize karşı hep gizlediği gerçek niyetini ortaya koyarak hain bir darbe girişiminde bulunmuş ancak başaramamıştır.
Şimdi herkes FETÖ mensupları hep tutuklandı, FETÖ lideri bile öldü, sonrası nasıl olacak diye merak etmektedir.
Cevap o kadar belli ki; biz Türk Milleti olarak hala uyanmaz ve gerekli tedbirleri almaz isek ASALA, PKK ve FETÖ gibi vekâlet savaşçıları büyük güçler tarafından kendilerine verilen görevleri hep yapmaya devam ederken yine büyük güçler tarafından yeni vekalet savaşçıları bulunacak ve kullanılacaktır.
Dr. Tuğtigin ŞEN
Emekli Albay/Araştırmacı