Padişah olmak istiyorum…

 

Padişah olmak istiyorum…

Biliyorum, güldünüz bana. Gülmeyin. Sona kadar okuyun…
Tabii, her kes padişah olmak ister de.. Farklı amaclarla… Ben
hökm sahibi olmak istiyorum. Evet, hökm vermek istiyorum…
Önce tanışalım:-
Ben Dünya Nagıyeva. Nahcıvanın merkezden uzak bir
köyünde okumuş, cok eyitimli bir babanın cocugu idim. Ailenin
sevilmeyen, istenmeyen cocugu. Tek sevenim babannem idi.
Ona yaslanarak büyüdüm, okudum, evlendim, boşandım…
Kasaba merkezine taşınmıştım. Okul zamanlarımdan yazıp,
cizmeyi severdim.Şiirler,kücük hikayeler yazardım. Kasabaya
taşındıktan sonra  arada-sırada yerel gazeteye  publik yazılar
yazıyordum.
Bu kadar basit, sıradan bir hayatım vardı…
Bir sabah ülkem cok acı habere uyandı…Yıl 19 ocak, 1990.
Sabaha karşı rus oldusu vatanımızın kalbine-Bakümüze
tecavüz etmiş, karşısına cıkan kim varsa, ne varsa ezmiş,
yakmış, Katl etmişdi. Yüzlerle soydaşımız silahsız olarak rus
ordusunun karşısını almak istemişler. Bir birlerinin ellerini
burakmadan şehit olmuşlardı. Bakünün girişindən merkezine
kadar her yer kandı… Vatandaşlarımız o kanların üzerine kan
renginde karanfiller düzmüşlerdi… (O gün, bu gün karanfiller
yas ciceyidir Azerbaycanda.)
19 ocak, 1990 senesi Azerbaycanın tarihine kanalı harflerle
yazıldı.. Bu arada, o matem günündə bu kadar 9 olması bana
hic de tesadüf gibi gelmiyor.
Moskovoda-Kremlde yüksek makamda  olan Haydar Aliyev
rus ordusunun Azerbaycanda yaptıgı bu tecavüzü, bu katliyamı
kaldıra bilmemiş, makamından istefa vermiş, Azerbaycana
dönmüşdü. Lakin, o zamankı Cumru başkanı Elcibeyin
yandaşları Haydar Aliyevin  hava alnından Baküye girişini
yasaklamış. H. Aliyev de memleketi Nahcıvana gelmişdi. Az

sonra ses coklugu ile Haydar Aliyev Nahcıvan Ali Meclisinin
başkanı olmuşdu.
Ben yukarıda yazdıgım gibi yerel gazeteye makaleler
veriyordum.Mekalelerimde halkımızı Haydar Aliyevin yanında
olmaga cagırıyordum. Cün ki, Elcibeyin yandaşlarının hepsi
kendini Cumru başkanı biliyordu.Elcibey toparlaya
bilmiyordu.Ülkede cok büyük haos vardı. Kıtlık başlamışdı.
Ekmek kuyrukları bitmek bilmiyordu.
Bütün bunları göz önunde bulundurarak büyük bir mekale
yazdım. Mekale gazeten ilk sahifasında basıldı.
Bu makaleni okuyan Haydar Aliyev hemen beni görmek
istemişdi…
Böylece, menim siyasi hayatım başladı… Sonrasını sonrakı
mekalelerde yazacam…
Şimdi sene 2024. Tüm dünya yeni ve cok büyük savaşa
hamile. Doguracak da ne doguracak, nerede doguracak
muamma.
Tahminime göre iki kücük ülke harita dan silinecek. İki büyük
ülke parcalanacak…
Umut edek ki, Nihayet Büyük Turanımızı kuracayız.
Böyle bir zamanda mən,  34 senelik siyasetci susmak
istemiyorum. Ben yabancı ülkelerden deyil de iki kardeş
ülkeden ve kendi devletimizden, insanlarımızdan yazacam.
Bu arada, men eski türkce yazacam. Umarım ki, anlaşıklı dil
olur.
Ve biliyorum ki, böyle karışık bir zamanda Medya taraf
tutmamalı, bir asger misali vatanımızın, halkımızın yanında
olmalı.
Dedim ya, padişah olmak istiyorum.. Konu aslında padişak
olmak deyil. OLSAYDIM neden başlar, neler yapardım, demek
istiyorum…

Ilk önce EYİTİMDEN başlardım. Cünki, güzel gelecek
istiyoruksa bunun anahtarı eyitimdedir. …
Sovetler birliyi zamanında orta okul zorunlu idi ve kimse
cocugunu EYİTİMDEN uzak tutamazdı. Rus diyordu ki, mana
eyitimsiz asger gerek deyil. Şimdi menim özgül
Azerbaycanımda da orta okul zorunlu. Zaten kimse cocugunu
okumaktan alı koymuyor. Azerbaycanda otra okullar devletindir
ve bedavadır… Nerdeyse her mahellede orta okul var. Bundan
dolayı devletime minnetdaram. Ama, keşke Türküye de de
böyle olsaydı… Men Trakyanı, Bursa, Bilecik, Söyüt, Eskişehir,
Kayseri, Nevşehir,Konya,Balıkesir ve civarlarını gezdim. Kara
deniz taraflarını da gezdim. Öyle köyler gördüm ki, 5000,6000
nufusu var, 11,12 camisi var. Ama bir tane okul yok.
Arkadaşlar, biz nereye gidiyoruz
böyle? Men böyle görünce kendimi iki yuz, üc yüz sene
gecmişde hiss ettim yaa… Türküyem, din zorunlu olmamalı. Din
insanın icinde, inancında.Sovetler 70 sene islamı bize
yasakladı. Camileri kapatdı. Ne oldu, biz kafirmi olduk? Yine
islamdayız, Bakude 4,bilemedim 5 cami var. Ama her
mahellede okullar var. Cocuk gözünü actıgında okul görse
okula gedip bilim insanı olacak, cami göre camiye gidip cahil
olacak.
Din camiden deyil, ilimden başlıyor. Peygamberimiz güzel
demiş:bir saat ilimle meşgul olmak, on yıl ibadetden üstündür.
Ve okullar devletin olunca daha verimli olur. Özel okullar
okutmak icin deyil, ticaret yapmak icindir.
Okullar yapın belediyeler! Okullar yap, Reis! Okullar yap,
Türküyem!
Siyasi partiler…
Men padişah olsaydım tüm partileri kapatırdım.. Arkadaşlar,
parti 3 olar, 4 olar, bilemedin 5 olar. Bu ne ya… Devletdden
küsen, makamından alınan, terror uzantıları, ekmeyimizi yeyip
de ABD ye, İsraile havlayanlar, hepsi parti kurmuş.

Ülkede karışıklık salan, kara para aklama, insan kaypları,
tecavüz ler, daga kacırmalar hepsi bunların işi.
Makamda olanda dili karına girenler, Makamdan alındıktan
sonra "aslana dönüşüyorlar" Böyle vatan, halk sevensin o
zaman neden konuşmuyordun? Makamda olanda tüm pislikləri
yapıyordun, şimdi tertemizmi oldun. Her şey var bunlar da…
Vatana ihanet bile var.
Eski bakanlar, bakan yardımcıları, eski millet vekilleri. Şimdi
"kahraman" olmuşlar. Azerbaycanda da, Türküyede de aynı.
Hepsini de agzı bozuk, terbiyesiz. Cumhurbaşkanını sevmeye
bilirsin. Ama saygı duymak zorundasın. Bazıları da gedip köpeyi
oldukları ülkelerde bir YouTube  kanalı acmış, kendi devletini,
Cumru başkanın karalıyor. Agıza alınmayacaq lafları yagdırıyor.
Başkanın ailesine pisliklər, iftiralar atıyor. Men kapatırdım
bunları iceri, bir ömür gün işıgı göstərməzdim. .
Belediyeler…Benim ülkemde belediyeler İzinsiz böyük işlere
kalkışamaz. Deyil de Kaz daglarını bir karış topragı bile İzinsiz
satamaz. Daglar, omanlar, göller, Denizer hazine malıdır.
Halkıın malıdır. Kimse satamaz. BENİM ülkemde belediyeler
konserler uygulaya bilmez. Özel günlerde devlet konser
düzenler, sanatcılar gelip sırasıyla bedava şarkısını okur. Özel
günlerde sanatcılar para alamaz ve gelip okumak boynunun
borcudur, zorundadır.
Başka günlerde konserleri şarkıcıyla düzenleyen kurummu,
şahsmı biletləri satır, o biletlərin parası aralarında nasıl
anlaşmışlarsa öyle paylaşılır. Belediyeler devlete yardım etmek
ucün yaratılmış. Görevi ise yolların, parkların, mahallelerin
temizliyine bakmalı,elektrik, dogal gaz, su işlerini kontrolunda
tutmalı. Bu kadar basit. Yoksa Ekrem gibi, tüm sülalesini alıp
yabancı ülkelerde futbol izlemeye, hem de halkıın parasıyla
gidemez. Hemen makamından alınmalı, cinayet dosyası
acılmalı. Ben padişah olsam böyle yapardım. Belediyeler
devlete karşı cıkmaz. Ekrem diyor İstanbul BENİM dir, Yavaş
diyor Ankara BENİM dir. Yok ya, diyer şehirler de aranızda

paylaşın da, olsun, bitsin… Arkadaşlar, bir ülkede iki devlet
olmaz…
Sıra geldi milli paramıza..
Azerbaycanda uzun senelerdi dövüz deyişme yerleri
kapatıldı. Sadece bankalarda dövüz deyişe bilirsin. Tüm ülke
genelinde dolar ve başka yabancı para ile alış-veriş, ticaret son
derece yasak. Cümru Başkanımızın emri var:Burası
Azerbaycandır ve tüm alış-verişler milli paramızla olacak.
Neticede senelerdi paramız sabit olarak kalır. 100 dolar 170
manat.
Şimdi Türküye geneline bakak. Dollarla alış-veriş tam
serbest. Neymiş? Ürünler yurtdışından dollara alınırmış.Bana
ne, arkadaş. Önceleri de böyleydi. Lire gözüne batırsa ticaret
yapma. Azerbaycan da yabancı ülkeden dollarla alınır ürünler.
Ama manat sabit.
Tabi bana karşı cıkanlar olacak. En cok da şirket, holdink
sahibləri. Ama 83 milyon insan sadece onlardan ibaret deyil. Bir
az da onlar kayb etsin, bakalım. Unutmasınlar, insan dünyadan
giden de nasip olursa beş metr kefen ve yaptıgı iyilikleri götürür.
Dünya malı dünyada kalır.
Tüm bunlar ücün padişah olmaga deyer, deyilmi?!…
İnşallah, yine görüşürüz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir