İran İslam Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler, özellikle son yıllarda stratejik bir ortaklık düzeyine ulaşmıştır. ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları devam ederken, Çin Halk Cumhuriyeti bu yaptırımlara rağmen İran ile ekonomik, siyasi ve askeri alanlarda yakın işbirliği içinde olmaya devam etmektedir. İşte bu ilişkilerin temel dinamikleri:
1. Ekonomik İlişkiler
• Enerji Ticareti: Çin Halk Cumhuriyeti, İran İslam Cumhuriyeti’in en büyük petrol ithalatçılarından biridir. ABD yaptırımları nedeniyle birçok ülke İran’dan petrol alımını durdururken, Çin Halk Cumhuriyeti resmi ve gayriresmî yollarla İran petrolünü almaya devam etti.
• İpek Yolu ve Kuşak-Yol Girişimi: İran, Çin Halk Cumhuriyetinin “Kuşak ve Yol” girişimi (BRI) kapsamında önemli bir geçiş noktasıdır. Çin Halk Cumhuriyeti , İran’ın altyapı projelerine büyük yatırımlar yapmaktadır.
• 25 Yıllık Stratejik Anlaşma: 2021’de Çin Halk Cumhuriyeti ve İran, 400 milyar dolarlık bir ekonomik ve güvenlik anlaşması imzaladı. Bu anlaşma, enerji, ulaşım, teknoloji ve savunma alanlarında işbirliğini öngörmektedir.
2. Askerî ve Güvenlik İşbirliği
• Silah Ticareti: Çin Halk Cumhuriyeti, İran’a askeri teknoloji ve ekipman sağlıyor.
• Tatbikatlar: Çin Halk Cumhuriyeti, İran ve Rusya son yıllarda ortak deniz tatbikatları düzenleyerek askeri işbirliğini güçlendirdi.
• Teknoloji Transferi: Çin Halk Cumhuriyeti, İran’a savunma sanayisinde yardımcı oluyor, özellikle siber güvenlik ve insansız hava araçları (İHA) alanında teknoloji transferinde bulunuyor.
3. Siyasi ve Diplomatik İlişkiler
• ABD Yaptırımlarına Karşı Destek: Çin Halk Cumhuriyeti , İran’a yönelik tek taraflı yaptırımlara karşı çıkıyor ve İran’ın uluslararası ticarette yer almasını destekliyor.
• Çok Taraflı İşbirliği: İran, Çin Halk Cumhuriyetinin desteklediği Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) 2023 yılında tam üye oldu, bu da iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri daha da pekiştirdi.
Sonuç
Çin Halk Cumhuriyeti, İran İslam Cumhuriyeti ile ilişkilerini ABD yaptırımlarına rağmen stratejik bir seviyeye taşımış durumda. İran için Çin Halk Cumhuriyeti, ekonomik ve siyasi izolasyona karşı önemli bir çıkış noktası iken, Çin Halk Cumhuriyeti için İran, enerji güvenliği ve Orta Doğu’daki etkisini artırmak adına kritik bir ortak. Bu ilişkinin önümüzdeki yıllarda daha da derinleşmesi bekleniyor.
İran İslam Cumhuriyeti ile Çin halk cumhuriyeti ve Amerika birleşmiş devletleri ilişkileri devam ederken Türkiye cumhuriyeti devletimiz Ortadoğu’da stratejik yön verici pozisyonda olabilmemiz için neler yapmalıyız.
Türkiye, Çin halk cumhuriyeti -İran ilişkilerinin gelişimini dikkatle analiz ederek kendi ulusal çıkarlarını gözeten dengeli bir strateji benimsemelidir. Türkiye’nin İran ve Çin halk cumhuriyeti ile ilişkilerini yönetirken dikkate alması gereken bazı temel noktalar şunlardır:
1. Ekonomik Strateji: Türkiye, İran ve Çin halk cumhuriyeti ile Ticari Dengeleri Gözetmeli
• Enerji Tedariki: Türkiye, İran’dan doğal gaz ve petrol ithal eden ülkelerden biri. Çin halk cumhuriyeti İran’la olan enerji işbirliği, Türkiye’nin İran’dan aldığı enerji fiyatlarını etkileyebilir. Türkiye, İran ile olan enerji anlaşmalarını gözden geçirerek daha avantajlı koşullar sağlamalıdır.
• Transit Ticaret ve Lojistik: Çin halk cumhuriyeti “Kuşak ve Yol” projesi İran’ı önemli bir ticaret koridoru haline getirirken, Türkiye de kendi transit konumunu güçlendirmek için Orta Koridor’u (Türkiye – Kafkasya – Orta Asya – Çin halk cumhuriyeti güzergahı) daha cazip hale getirmeli.
• Sanayi ve Teknoloji İşbirliği: Türkiye, Çin halk cumhuriyeti ile olan ticaretinde sürekli bir dış ticaret açığı veriyor. Bu açığı kapatmak için Çin halk cumhuriyeti ile daha fazla sanayi, teknoloji ve yatırım işbirliği geliştirmeli. Ayrıca, İran’ın Çin halk cumhuriyeti ile yaptığı anlaşmalardan kendi sanayi ve ihracat potansiyeli açısından nasıl yararlanabileceğini analiz etmeli.
2. Jeopolitik ve Güvenlik Politikası: Dengeli Bir Duruş Şart
• ABD ve Batı ile Dengeli Politika: Türkiye, NATO üyesi olduğu için İran ve Çin halk cumhuriyeti ile olan ilişkilerini dikkatli bir şekilde yönetmeli. Batı’nın İran’a yönelik yaptırımları karşısında Türkiye’nin aşırı angaje olması, uluslararası baskı oluşturabilir. Bu nedenle Türkiye, İran ile ekonomik ilişkilerini sürdürebilir ancak ABD ve AB ile gerilim yaratacak hamlelerden kaçınmalıdır.
• Bölgesel Güvenlik ve İran’ın Rolü: İran, özellikle Suriye, Irak ve Orta Doğu’daki Şii milis gruplarıyla Türkiye’nin güvenliğini zaman zaman tehdit edebiliyor. Çin halk cumhuriyetinin İran’a olan askeri desteği, Türkiye’nin bölgedeki güvenlik politikalarını doğrudan etkileyebilir. Türkiye, İran ile güvenlik işbirliği mekanizmalarını geliştirmeli ancak kendi ulusal güvenliğini tehdit edecek gelişmelere karşı da önlem almalıdır.
3. Küresel ve Bölgesel Denge Oyunu
• Şanghay İşbirliği Örgütü ve Orta Asya: İran’ın Çin halk cumhuriyeti desteğiyle ŞİÖ’ye tam üye olması, Türkiye’nin de bu bölgedeki etkinliğini artırması gerektiğini gösteriyor. Türkiye, Türk Devletleri Teşkilatı’nı (TDT) güçlendirerek Çin halk cumhuriyeti ve İran ile daha dengeli bir pozisyon alabilir.
• Afrika ve Asya Pazarlarına Açılma: Çin halk cumhuriyeti ve İran’ın Afrika ve Asya’da etkisini artırdığı bir dönemde, Türkiye de Afrika’daki yatırımlarını ve diplomatik açılımlarını hızlandırmalı.
4. Alternatif Enerji ve Teknoloji Politikası
• Yerli Enerji Kaynakları: Türkiye, İran’a bağımlılığını azaltmak için yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmalı.Çin halk cumhuriyeti yeşil enerji yatırımlarına yönelmesi Türkiye’ye de yeni işbirliği alanları açabilir.
• Savunma Sanayi: Türkiye, Çin halk cumhuriyeti İran’a silah teknolojisi transferini dikkatle izlemeli ve kendi savunma sanayisini geliştirmeye devam etmelidir.
Sonuç
Türkiye,Çin halk cumhuriyeti -İran İslam Cumhuriyeti ekseninde ne tamamen Batı yanlısı ne de tamamen Doğu yanlısı bir duruş sergilemelidir. Çok yönlü diplomasi izleyerek hem Çin halk cumhuriyeti ve İran ile ekonomik ilişkilerini sürdürmeli hem de Batı ile dengeli bir politika yürütmelidir. Enerji, ticaret ve güvenlik alanlarında alternatif stratejiler geliştirerek kendi bölgesel liderliğini ve çıkarlarını koruyan bir denge politikası benimsemelidir
Erkin SABİT ŞAVUOT
(bilgisayar yüksek mühendisi,
Araştırmacı yazar)