Dünyanın Bozulmuş Düzeni: Umutsuzluk mu Umut mu?
Gözlemlediğiniz gibi, dünya şu anda büyük değişimler ve gelişmelerin yanı sıra istismar, savaşlar, suikastler, ağır baskılar ve ülkeler arası ego savaşları gibi birçok olumsuzlukla karşı karşıya. Bu durum, ilk bakışta umutsuzluk yaratabilir.
Ancak, Arap ülkelerinde moderleşmeye yönelik eğilim, yeni siyasi liderlerin ortaya çıkışı ve teknolojideki gelişmeler gibi umut verici gelişmeler de mevcut. Bu değişimler, Arap toplumlarında daha fazla özgürlük ve refahın önünü açabilir.
Diğer yandan, ABD’deki siyasi krizler ve bakanlıklar arası çekişmeler, küresel ekonomi ve istikrar için endişe kaynağı. İngiltere ve Fransa’daki seçimler ise küresel siyasetin yönünü etkileyecek.
Rusya-Ukrayna savaşı ise küresel barış ve güvenliği tehdit ediyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve uluslararası toplumun tepkisi ise insan hakları ve uluslararası hukuk açısından önemli bir sınav niteliğinde.
Türkiye ise son yıllarda ekonomik ve siyasi açıdan zor bir süreçten geçiyor. Halktan tasarruf yapılması beklenirken, vekillerin maaşlarında ve kurumlardaki gereksiz harcamalarda bir azalma olması gerekiyor. Üreten bir ülkeden tüketen bir ülkeye dönüşmek tehlikeli bir durum. Son 20 yılda ekonomi büyük yara aldı ve bu durum halka büyük bir maliyet yükledi.
Dünyanın karşı karşıya olduğu zorluklar ve kaotik ortam, umutsuzluk yaratabilir. Ancak, Arap dünyasındaki modernleşme eğilimi, yeni siyasi liderlerin ortaya çıkışı ve teknolojideki gelişmeler gibi umut verici gelişmeler de mevcuttur. Bu gelişmelerin yanında, küresel barış ve istikrar için uluslararası iş birliği ve diyalog şarttır. Türkiye’nin de bu kaotik ortamda kendi problemlerini çözmek için acil adımlar atması ve ekonomisini tekrar rayına oturması gerekmektedir.
Unutmayalım ki, her karanlığın bir aydınlığı vardır. Umutsuzluğa kapılmadan, bu zorlukları aşmak için birlikte çalışmamız ve çözümler üretmemiz gerekiyor. Sevgi ve dayanışma ile daha iyi bir dünya inşa etmek mümkün.
Gülper Yılmaz
Sevgi ile kalın