Zafer Sarhoşluğu
Türkiye’de, yerelde başarılı çalışmalar yapan siyasi partilerin, yerelden genel yönetimlere geçişi daha kolay olduğu gözlemlenmiştir. Tarih, bu tür örneklerle doludur. Dünya genelinde de benzer durumların yaşandığı bilinmektedir. Liderler, genellikle yerel yönetimlerde gösterdikleri performansla ön plana çıkmıştır.
Türkiye’de de bu duruma birçok örnek bulunmaktadır. İyi bir bakanlık ya da belediye başkanlığı sonrası, liderlerin doğduğu görülmüştür. Ancak, bazı siyasi partilerin, kendi gayretleri ve çalışmaları yerine, önceki yönetimlerin başarısızlıklarından faydalanarak güç kazandıkları gözlemlenmektedir. Bu partiler, halka hizmet etmek yerine, gelecek seçimler için parti içi mücadelelere odaklanmaktadır. Bu durum, hem hizmet kalitesini düşürmekte hem de parti içi çekişmelerden dolayı kayıplara yol açmaktadır.
Yerel seçimlerin, tepki oyları ile yerelde iktidarları belirlediğini anlamayanlar, şimdiden Cumhurbaşkanlığı hesapları yapmaktadır. Ancak bu doğru bir yaklaşım değildir. Bir belediye başkanının öncelikli görevi, başkanı olduğu şehrin değerini yükseltmektir. Demokrat söylemlerle değil, demokratik yöntemlerle şehri yönetmek önemlidir. Halkın sorunlarını dinleyip çözüm üretmeyen, ahbap çavuş ilişkileri ile şehri yöneten başkanlar, şehre büyük ihanet etmektedir.
Var olan yalakalık sisteminde bazı kurum ve kuruluşlara el altından rant sağlamak, gelecek seçimlerin belirleyici yöntemlerinin belirlenmesi amacıyla kullanılan bir yöntemdir ve bu durum halkın gözünden kaçmamaktadır. Yerel seçimlerin üzerinden henüz 100 gün geçmişken, tepki oylarının emanet oylar olduğunun farkına varamayan bir partinin, şimdiden Cumhurbaşkanlığı hesapları yaparak parti içi çekişmelere girmesi, halkın beğenisini değil, tam aksi tepkisini ortaya koyacaktır.