ÇOCUKLARDA OBEZİTE PROBLEMİ
Prof. Dr. Ali ALAŞ
Teknolojik cihazlar ve motorlu araçlar her geçen gün hayatımızın bir parçası olmaktadır. Birçok insan, günlük hayatının önemli bir kısmını ve zamanını cep telefonu, bilgisayar ya da TV ekranı başında geçirmekte, teknolojik cihazları kullanmakta, motorlu veya elektrikli araçlarla mobilize olmaktadır. Bunun sonucu olarak fiziksel aktivite azalmakta ve fast food tarzı yiyeceklerle beslenme alışkanlıkları her geçen gün artmaktadır. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan en önemli problemlerden birisi de obezitedir.
Beslenme; ana rahmine düştüğümüz andan itibaren hayatımızın idame ettirebilmemiz için ihtiyaç duyduğumuz enerjinin sağlanabilmesi ve yeni hücrelerin yapımı için makro ve mikro besin elementlerinin vücudumuza alınmasını içeren bir süreçtir. Bu süreç, ömür boyu devam eden bir ihtiyaçtır. Vücudumuza beslenme yoluyla aldığımız enerjinin harcadığımız enerji ile denge halinde olması önemlidir. Şayet yiyecek ve içecekler yoluyla aldığımız enerji, tükettiğimiz enerjiden fazla olursa, vücudumuzda yağ olarak depolanır. Bunun sonucu olarak önce fazla kilo ve devam etmesi halinde obezite problemi ortaya çıkmaktadır.
Obezite, genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkması olarak tanımlanmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, yeryüzünde bir milyardan daha fazla kişi obezdir. Bunlardan 650 bini yetişkin, 340 milyonu adölesan ve 39 milyonu ise çocuktur. Bu sayı her geçen gün artmaktadır. Obezite (şişmanlık), bütün vücut sistemlerimizi etkileyen bir hastalıktır. Kalp, karaciğer, böbrekler, eklemler ve üreme sistemini olumsuz yönde etkileyerek tip 2 diyabet, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, inme, çeşitli kanser hastalıklarına zemin hazırlamaktadır.
Obeziteyi önlememek için erken harekete geçmek önemlidir. Bu nedenle bebeklerin ilk altı ayda sadece anne sütü ile beslenmesi, iki yaşını tamamlayana kadar tamamlayıcı besinler ile birlikte anne sütüne devam edilmesi oldukça önemlidir. Diğer taraftan çocukların yüksek oranda şeker, yağ ve tuz içeren gıda maddelerinden uzak tutulması, sağlıklı gıdalara ulaşmasının kolaylaştırılması gerekir.
Kola ve gazoz gibi gazlı ve şekerli içeceklerin, karbondioksit ilave edilerek üretilen aromalandırılmış ve şeker ilave edilmiş sodaların tüketiminin hem çocuklarda hem de yetişkinlerde obeziteye sebep olduğu bilimsel olarak ortaya konulmuştur. Ancak sodalar ile maden suları birbirinden farklıdır. Maden sularının içeriğinde doğal mineraller bulunmaktadır ve faydalıdır. Bilhassa adölesanlar tarafından sıklıkla kullanılan enerji içeceklerinin bileşimindeki maddelerin etkileşimeri ile toksik etkiler ortaya çıkabilmekte ve bunun sonucu olarak kardiyovasküler sistem ve sinir sistemi ile ilgili problemler görülebilmektedir.
Obesiteye bağlı olarak ortaya çıkan tip 2 diyabet, kalp damar hastalıkları ve kanser vb. kronik hastalıkların oluşumunun önlenebilmesi için ülkemizde çocuklara sağlıklı beslenme alışkınlıklarının kazandırılması, bisiklet binme, spor yapma vb. fiziksel aktivite yapma konusunda farkındalık oluşturulması ve bunu bir yaşam tarzı haline getirmeleri konusunda MEB tarafından okullarda öğrencilere uygulamalı eğitimler verilmektedir.
Hekimlerin şeyhi ve feylosofların üstadı olarak bilinen ünlü müslüman bilim adamı Ebu Ali İbn-Sina’nın “Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört-beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin miktarı ye. Nefse ve Mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir» şeklindeki özlü ifadelerini çocuklarımızda ve kendimizde yaşam felsefesi haline getirmek oldukça önemlidir.
Yüreğimizin bir parçası olan Filistinli kardeşlerimize soykırım uygulayan İsrail’e karşı boykot uygulanmasının en etkili silahlardan olduğunu unutmadan, seherin okları misali seher vaktinde yaptığımız dualarımızla da onlara destek vermemiz gerekir. Çünkü bir İslam mütefekkirinin de ifade ettiği gibi “Dua eden adam anlar ki: Birisi var; onun hatıratı kalbini işitir, herşeye eli yetişir, herbir arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına medet eder.” Rabbimizden en büyük duamız, bu zulmün sona ermesi ve zalimlerin hak ettiği cezayı bu dünyada da almasıdır.