FARKINDA OLMADIĞIMIZ TEHLİKE: RADON GAZI
Prof. Dr. Ali ALAŞ
Günümüzde kanserin önlenmesi, en önemli halk sağlığı problemlerinden birisidir. Uluslararası Kanser Araştırmaları Merkezinin verilerine göre; Dünya çapında her beş insandan biri hayatı süresince kansere yakalanmaktadır. 2022 yılı verilerine göre Dünya’da 2.5 milyon insana akciğer kanseri teşhisi konuldu ve bunlardan 1.8 milyon kişi (584.228’i kadın ve 1.233. 241erkek) vefat etti. Ülkemizde ise; TÜİK, Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistikleri 2022 verilerine göre akciğer kanserinden ölüm oranı (%18,6), İskemik Kalp Hastalığı sebebiyle ölümlerden (%18.7) sonra ikinci sırada yer almaktadır.
Akciğer kanseri için en temel risk faktörü, tütün kullanımıdır. Günde 30 adet sigara içen bir kişi, bir yıl içinde 300 adet göğüs röntgeninde aldığı X-ışınını bünyesine alıyor demektir. Tütün ve tütün ürünleri, akciğer kanseri vakalarının %85’inden sorumludur. Pasif içici olarak sigara dumanına maruz kalma, iç ve dış mekânlardaki hava kirliliği ve dizel motorların egzoz gazlarına ve asbest, radon gazı gibi kimyasallara maruz kalma da diğer nedenler arasındadır.
Radon, Uranyum ve Toryumun bozulma ürünü olarak ortaya çıkan doğal radyoaktif bir gazdır. Renksiz ve kokusuz bir gaz olduğu için hissedilmez ve fark edilmez. Havadan 7.5 kat daha ağırdır. Kapalı maden ocaklarında, su kuyularında, kaplıcalarda bulunabilir, toprak ve zemin yüzeyine ulaşabilir ve kapalı mekânlarda ve binalarda birikebilir. Ayrıca, binaların yapımında kullanılan inşaat malzemeleri de radon gazı kaynağı olabilir. Solunması halinde, radyoaktif bozunma sırasında akciğerlere ve vücut hücrelerine zarar verir, hücrelerde DNA hasarlarına ve mutasyonlara sebep olabilir. Radyoaktif bir madde olan radon gazı, hava dahil her yerde çeşitli konsantrasyonlarda bulunabilir. Radon ve türevleri, solunarak insan vücuduna girebilir ve nefes verme sırasında dışarı atılabilir. Ancak, dışarı atılamayan çok düşük miktarı akciğerlerde radyoaktif bozunmaya uğrayarak akciğer hasarlarına ve kansere sebep olur.
Akciğer kanserlerinin sigaradan sonraki en önemli etkeni, uzun süre Radon gazına maruz kalmaktır. Bu nedenle ev, otel, yurt, eğlence mekânları gibi yaşam ve dinlenme alanlarının, okulların, işyerlerinin, kapalı mekânların ve depoların sık sık havalandırılması sağlığımız açısından oldukça önemlidir. Kuyulardan sağlanan sular ya da diğer su kaynakları radon içerebilir. Bu nedenle söz konusu kaynaklardan temin edilen suların evsel ya da endüstriyel amaçlı kullanıma sunulmadan önce iyi bir şekilde havalandırılması, bodrum ve bina temellerinin su sızdırmazlığının sağlanması, çatlakların onarılması, binalarda, banyo ve mutfaklarda etkili bir şekilde çalışan havalandırma sistemlerinin bulunması gerekir. Diğer taraftan işyerlerinin, İş Güvenliği ve Sağlığı Yönetmeliğinde belirtilen kriterlere uygun olup olmadığının denetlenerek gerekli önlemlerin alınması gerekir.
Yazıma, Kanuni Sultan Süleyman’ın dizeleriyle son verirken selam ve sevgilerimi sunarım.
Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.