YOĞURT VE ÖNEMİ
Süt ürünlerinin insan beslenmesinde ilk kullanımı, göçebe insanların tarımsal bir yaşam tarzına yerleştiği MÖ 10.000 ila 5.000 arasındaki Neolitik döneme kadar uzanmaktadır. Aynı zamanda inek, keçi, yak, manda ve deve gibi süt üreten hayvanları evcilleştirmeye başlamışlardı. O zamanlar, Orta Doğu’daki çobanlar sütü hayvan bağırsağından yapılmış torbalarda taşıyorlardı. Bağırsak enzimleriyle temas, sütün kesilmesine ve ekşimesine neden olmuş olabilir. Bu, bir süt ürününün nispeten uzun bir süre saklanabileceğinin farkına varılmasına yol açmış olabilir. Yoğurt, Osmanlı ve Roma imparatorluklarında iyi biliniyordu. Nasrettin Hocanın “Göle yogurt çalma” hikayesini hepimiz biliriz. ‘Yoğurt’ kelimesinin, koyulaştırmak, pıhtılaştırmak veya kesmek anlamına gelen Türkçe bir kelimeden kaynaklandığına inanılmaktadır. Yoğurt ve sağlık 11. yüzyılda yoğurdun iyileştirici özellikleri ilk kez Türk edebiyatında değerlendirilmiş ve ishal ve mide krampları gibi rahatsızlıklarda kullanımı önerilmiştir. Bu kullanım devam etmiştir. Efsaneye göre, 12. yüzyıl Moğol hükümdarı Cengiz Han, ordusuna güç ve cesaret aşıladığına inandığı yoğurdu yedirmiştir. Yoğurt, 16. yüzyılda Fransa Kralı 1. François tarafından, Türkiye’den bir doktor tarafından şiddetli ishalin tedavisi için kendisine verildikten sonra Batı Avrupa’ya tanıtılmıştır. Yoğurt, protein sentezi için gereken oranlarda dokuz temel amino asidin tamamını içeren yüksek kaliteli protein içerir. Yoğurttaki proteinler, muhtemelen fermantasyon sürecinin onları daha küçük birimlere parçalamaya başlaması nedeniyle standart sütteki proteinlerden daha sindirilebilirdir. Yoğurt, iyi bilinen bir kalsiyum kaynağıdır, ancak aynı zamanda daha az miktarda birçok diğer mikro besin de sağlar, potasyum, çinko, fosfor, magnezyum, A vitamini, riboflavin, B5 vitamini, B12 vitamini ve bazı ülkelerde D vitamini dahildir. İyi beslenme kalitesi özellikle çocuklar ve ergenler için büyüme ve gelişmeyi desteklemek açısından önemlidir. Yoğurt, bu dönemde dengeli besin açısından zengin bir diyetin değerli bir parçasıdır ve bir çocuğun kemik gelişimine önemli bir yüzdesine katkıda bulunur. Aslında, birçok kişi önerilen dengeli besinler ile beslenemez. Bu nedenle bu kişilerde besin eksikliği olabilir. Ergenler özellikle besin eksikliği riski altındadır ve D vitamini, kalsiyum, potasyum, lif ve demir özellikle endişe vericidir. Yoğurt ve diğer süt ürünleri yetişkinler ve çocuklar için temel besin alımlarına katkıda bulunur. Bu nedenle çoğu ülke süt ürünlerinin tüketilmesini önerir ve miktarlar belirtildiğinde, genellikle günde iki veya üç porsiyon önerilir. Sütlü atıştırmalıklar üzerine yapılan bir çalışmada, en fazla iştah baskılamanın yoğurtta görüldüğü görüldü. Bu da çağımızın sorunu şişmanlığın önüne geçmede bize yardımcı olacaktır. Protein bakımından zengin bir doğal besin olan yoğurt bu sayede gün içinde tokluk hissi yaratarak kilo kontrolü yapılmasını sağlar. Sonuç olarak ev yapımı doğal yoğurtlar sağlık açısından çok önemlidir. Hem kalsiyum hem probiyotik yönden oldukça zengindir. Anadoluda çok uzun zamandan beri sofralarımızda kullanılmaktadır. Osmanlı mutfağında yogurt yerini almıştır. Yoğurt her yaştaki kişilerin yemesi gereken doğal bir üründür.