MESUD PEZEŞKİYAN’IN CUMHURHURBAŞKANLIĞI NE ANLAMA GELİYOR?

MESUD PEZEŞKİYAN’IN CUMHURHURBAŞKANLIĞI NE ANLAMA GELİYOR?

İran’da 5 Temmuz 2024 tarihinde gerçekleştirilen 9. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mesud Pezeşkiyan rakibi Said Celili’ye yaklaşık 10 puan fark atarak %53,7 oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçildi. Pezeşkiyan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi sıradan bir devletin sıradan Cumhurbaşkanı olmanın çok ötesinde bir şeydir. Bilindiği gibi her devletin bir etnik yapı üzerine kurulu dinamizmi bulunmaktadır. Örneğin Türkiye Türk, İran Fars, Almanya Cermen etnik yapısı üzerine inşa edilmiştir. Tabii ki bu durum diğer etnik grupların yok sayılması veya dışlanması anlamına gelmemektedir. Sadece devletin temelinin üzerine inşa edildiği bir etnik yapı, diğerlerinin de binanın katları olarak değerlendirilebilecek bir özellikten bahsedilmektedir. Peki kendisi tarafından açıkça Türk olduğunu ve evinde Türkçe konuşulduğunu ifade eden bir Türk Cumhurbaşkanı İran Devletinde nasıl seçilebildi?

İran’da pek çok grup bulunmakla beraber üç temel grubun güç mücadelesi bulunmaktadır. Bunlar; Türkçüler, Rejim taraftarları ve Rejim karşıtlarıdır. Türkçüler bu grupların en büyük olanıdır. Yaklaşık 89 milyon nüfusa sahip İran’ın nüfusunun en az 30 milyonu Türk’dür. Yapılan araştırmalara göre,  İran’daki Türklerin %90’ı Türk diline, tarihine kültürüne ve kimliğine bağlı olduklarını ifade etmektedirler[1]. İran’daki Türk nüfusun 40 milyon veya İran nüfusunun yarısı olarak da ifade edildiği kaynaklar da görülebilmektedir. Etnik olarak bu kadar büyük bir grubun yaklaşık %10’u Türklük konusunda hassas olmasa da üstte belirtildiği gibi insan doğasına uygun olarak %90’ında aidiyet duygusu canlıdır. İşte bu durum aidiyet söylemini kullanmayı iyi bilen Pezeşkiyan için çok büyük bir taban oluşturmuş ve seçime katılımın yaklaşık %50 olduğu İran Cumhurbaşkanlığını kazanmasında ana etken olmuştur.

Pezeşkiyan’ın Cumhurbaşkanı olması ne tür fırsatlar ortaya çıkarmaktadır? Herşeyden önce İran için şu avantajları sağlamaktadır. 1) İran’da en büyük etnik grup olan Türk’lerin İran’a aidiyet duygularını güçlendirmektedir. Diğer bir deyişle, Türklerin ayrılıkçı bir tutum içinde olma olasılığını ortadan kaldırmaktadır. 2) Ekonomiyi rahatlatacak adımlara alan açmaktadır. 3) Reformist bir Cumhurbaşkanı ile batı ile ilişkilerin yeniden düzenlenmesi fırsatı vermektedir. Özellikle Filistin konusunda İran’ın herhangi bir müdahaleden ısrarla kaçınmaya çalışması da İsrail’den ziyade batı dünyası ile ters düşmekten imtina etmesinin bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Mesud Pezeşkiyan’ın polislerin kadınların başörtülerine müdahalelerinin yanlışlığı konusundaki söylemleri, ülkede özgürlükler konusunda da önemli adımlar atılabileceğinin göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Pezeşkiyan’ın Cumhurbaşkanlığı Türkiye ve Azerbaycan açısından da olumlu değerlendirilecek bir durumdur. Her şeyden önce iki önemli Türk Devletine komşu büyük bir devletin Cumhurbaşkanının Türk olması duygusal olarak olumlu karşılanmalıdır. Ancak devletler arasındaki ilişkilerde çıkarlar ön planda olduğu için Pezeşkiyan’ın özellikle Zengezur Koridoru konusunda Azerbaycan ve Türkiye ile bir uzlaşma içerisine girmesi beklenebilir. Pezeşkiyan böyle bir tutum içerisine girerse bu İran’ın da yararına olacaktır. Çünkü Ermenistan’ın Azerbaycan ve Türkiye’den uzaklaşarak ABD’ye yakınlaşması, ABD’nin Zengezur gibi bölgelerde konuşlanması sonucunu doğurabilir ki bu durum en çok İran’ın istemediği bir sonuç olur. Pezeşkiyan’ın Türkiye’yi ziyaret etmek istediğini vurgulaması, bölge politikası konusunda çok anlam içermektedir. Bu ziyaretin gerçekleşmesi ile Türkiye-İran ticaretinde artış yaşanabilir ve bölgesel sorunların çözümü kolaylaşabilir. Kısacası, Pezeşkiyan’ın kazanması İran’ın politikalarında göreceli açılımların yaşanacağını göstermekte ve İran’ın içinde bulunduğu sosyo-ekonomik darboğazdan çıkışında rahatlama sağlayabilecektir. Belirtilen olumlu gelişmelerin yaşanması ise İsrail’in bölgede savaş çıkarma/çıkaramama çabalarından etkilenecektir.

 

[1] Turan Atlı, İran Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve Fars Milliyetçiliğinin Türklük Sorunu, Türk Yurdu, Ağustos 2024, s.7.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir