GENCELİ NİZAMÎ’NİN MAHZENÜ’L-ESRÂR’INDA ÖĞÜT

GENCELİ NİZAMÎ’NİN MAHZENÜ’L-ESRÂR’INDA ÖĞÜT

Hem lirik şiirde ve hem de kahramanlık şiirlerinde tam anlamıyla üstad kabul edilen Nizamî, Anadolu’da da çok sevilen, rakipsiz romantik, sûfi ve bilge bir şair, belagat ve fesahat açısından en önde gelen söz ustalarından biridir. Son derece sakıngan bir zahit olarak bilinen Nizamî, hurafelerden, asılsız ve uydurma dinsel değerlerden, taassuptan uzak, özgür bir kişilik; bencillikten, gösterişten hoşlanmayan, belagati en üst düzeyde, şiiri her kesim tarafından sevilen bir şairdir. Farsça şiir yazmış hiçbir şairle karşılaştırılamayacak kadar farklı ve büyük bir bilgedir.

Şeyh Nizamî, özellikle “hamse” türünde en yüce makama erişmiş ulu bir bilge şairdir. Onun beşli mesnevilerindeki şairliğine, söz sanatlarındaki başarılarına, ifade tarzına, sözünün ve ifadelerinin gücüne ve kullandığı dil özelliklerine erişen kimse olmamıştır. Başta Azerbaycan, Anadolu, İran, Hindistan olmak üzere çok geniş coğrafyalarda bu büyük söz ustasının eserleri elden ele dolaşmış, geniş kitlelerce okunmuş ve büyük şairler tarafından örnek alınarak aynı ya da benzeri konularda eserlerine çok sayıda nazireler yazılmıştır.

Mahzenü’l-esrâr’ı öğütlerle, nasihatlarla, iyilikleri salık veren sözlerle dopdoludur:

Hayatı, gönülleri hoşnut ederek geçir de

Yaratıcı hoşnut olsun senden de

 

İyiliklerinle Güneş ülkesine erişenlerden ol sen

Kendini sıkıntıya at, dostlarının esenliğini düşün sen

 

Yücelmek istiyorsan, dertleri al, dermanları ver sen

Böyle yaparsan, yüce makamlara erişirsin sen

 

Yay sevgini her tarafa, sıcacık sevgi saç çevrene sen

Güneş gibi, Ay gibi paylaş ışığını her tarafta sen

 

İyilik yapmaya başlarsan bir sen

Karşında hep iyilikler görürsün sen

 

Şu dönen felekleri gönül gözüyle bir izlesen

İyi günde, kötü günde hep gerçeği göreceksin sen

 

Kulluğunu yap, yüz çevir günahlardan sen

Pişmanlık duyanlar gibi utanma sonunda sen

 

Bu dünya sadece bir an, başka bir değeri yok

Kulluğunu yap, kulluktan başka yanına kalacak yok

 

Özür dileme! Özür dilemek sadece bir söz

Senden istenen iş, senin işin değil söz

 

Eğer bu dünyada bir işe yarasaydı söz

Nizamî’nin işini göklere eriştirirdi söz

Nizamî’nin kendisinden sonra Farsça yazan şairler ile genel olarak Doğu edebiyat dünyası başta olmak üzere edebiyat ve şiir üzerindeki etkileri derin olmuştur. Özellikle romantik aşk konulu mesnevilerindeki özgün, üstün ve eşsiz özelliklerinden dolayı onu geride bırakacak birisi bir yana, onunla boy ölçüşebilecek hiçbir yetenek görülmemiştir.

Hamuru aşk ile, en yüce ve kutsal duygularla yoğrulmuş bir yürek taşıyan Nizamî, hayatı boyunca dünyevi takıntılardan uzakta kalmayı başarmış, yüreğindeki aşk ateşi hiç sönmemiş, alevlenerek artmıştır. İşte eserlerinde görülen aşk, sevgi ve erdem esintileri de yüreğindeki bu aşk ateşinin dışa yansımalarıdır.

Nizamî’nin tasavvufa derinden ilgisi ve bağlılığı ve hemen hemen tamamını sakınganlıkla geçirdiği hayat tarzı şiirlerinden de açıkça anlaşılmaktadır. Hayatının züht ve itikâf ile geçmiş olması, hükümdar saraylarından oldukça uzak durması da bu sakınganlığını ve tasavvuf konusunda ne denli duyarlı, söz sahibi, aynı zamanda ergin bir sûfi olduğunu göstermektedir.

“Nizamî‘nin Mahzenü’l-esrâr adlı mesnevisi, Gazneli Senaî ile başlayan tasavvuftaki vahdet temasını doruklara taşımış bir eser olarak tasavvuf tarihindeki yerini almıştır. Söz konusu eserlerle birlikte iki ayrı tür şiir artık ayrılma imkânları olamayacak bir şekilde bir tek kulvarda birleşmiş; bir kısmı “tasavvufi”, bir diğer kısmı da “vaaz ve öğüt” türü çok sayıda didaktik ya da öğüt içerikli önemli eserin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu bağlamda öğütleri ve nasihatleri çok anlamlıdır:

İnancın ile çıkıp yürürsen bir yolda

Çaban, mutluluğa eriştirir seni sonunda

 

Dönme kesin inandığın yoldan asla geriye sen!

Daha kutlu bir menzil yok bu menzilden unutma sen!

 

İnanırsan ayakların baş olur

Taşlar, doğru düşünceyle kızıl altın olur

 

Kapına gelmiş rızkın, geri dönüp gitmez asla

Rızkın gelmedi diye üzülme, yap görevini sen Tanrı’ya

 

Tanrı’nın kapısına yürü git, bunların hepsinden iyi o

Rızkını ondan iste, rızkı veren bir tek o

 

Rızkını oradan göndermişler sana

Orada verdiklerini, burada yedirirler sana

 

Bu rızık yolunda ne kadar çabalarsan çabala

Verilen rızkından başkasını yiyemezsin asla

 

Ezelde verdiğin sözü yerine getir, git çabala

Rızık da devlet de artmaz çabalamayla

 

Bu dünyada en değerli olmak istiyorsan

Çaba senden, başarı vermek ise Tanrı’dan

***

Yaradılışı bilgelik hamuruyla yoğrulmuş kişi

Her yaptığı işte başarılı olan kişi

 

Feleğin düğümlerini kim çözebilir?

Ayağını göklere basabilen çözebilir

 

Feleğin eksiğinden, fazlasından el çekti ya

Felek Nizamî’ye engel çıkarmadı, erişti doruklara

***

Kendi harmanına ateş salıyorsun sen

Devletini kendin tekmeliyorsun sen

 

Atıl gel meydana, senin bu meydan senin

Buyruk ver yapalım, buyruk senin

 

Bu birkaç günün var ya elinde, fırsat bil bunları

Güzel şeyler ye, keyfine bak, uyu tatlı tatlı

 

Çok kötülük yaptılar burada sana

Özgürlük dediler, bıraktılar seni sana

 

Topalladı ayakların, iki büklüm oldu belin

Yandın, kavruldun yağında sen nefsinin

 

Bu dünya mutfağında ocaktaki külsün sen

Yarın kıyamet günü cehennem kütüğüsün sen

 

Karnın dolu su ile ekmek ile senin

A hafif kişi! Orada ağır olmaz mısın sen?

 

Yemekle, içmekle eğer çok yaşansaydı

Çok yiyenler daha çok yaşarlardı

 

Ömür kısa da onun için değer biçilemez ona

Ömrün kıymeti, azlığından verildi ona

 

Az ye, atik, çevik ol da rahat yaşa sen

Ne kadar çok yersen, o kadar rahatsız olursun sen

 

Aklına sorarsan, yemekle yoktur onun arası

Hırsın seni bu işe hep zorladı

 

Sabırsız hırsın, seni aldatma yolunda

Uzaklaş artık, bu akıllı aldatan aptala yaklaşma

 

Hırsın yanında bir de akıl verildi sana

Yemek için el uzatmayasın diye her yana

 

Korkuyorum hırsın önüne koyduğu bu yola gidersin sen

Sonunda onun rengine bürünürsün sen

 

Bu dünyada görünen bütün iyi kötü renkler

Bir gün gelir birbirinin renklerine girerler

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir