ENERJİ VERİMLİLİĞİ GEREKLİLİKTEN ZİYADE ZORUNLULUKTUR
Sezgin ERÖZBAĞ
Yazar
Geçtiğimiz günlerde Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından “Enerji Verimliliği 2030 Stratejisi ve II. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı” yayımlandı.
2024-2030 yılları arasını kapsamakta olan bu plana göz attığımızda,
10 stratejik amaç ve 23 hedefin belirlenerek, sanayi ve teknoloji, bina ve hizmet, enerji, ulaştırma, tarım, ortak konular, start-up ve dijitalleşme olmak üzere toplam 7 kategoride 61 eylem ve 265 faaliyete yer verildiği,
Tüm bu sektörleri ilgilendiren eylem başlıkları ve kodlarının, yürütülecek faaliyetlerin, çıktı ve göstergelerin, sorumlu/ilgili kurum ve kuruluşlar ile uygulamaya ilişkin zaman planının belirlendiği,
Görülmektedir.
Söz konusu planı kapsadığı dönem dikkate itibariyle enerji sektörünün uzun dönemli yol haritası olarak değerlendirmek yerinde olacaktır.
Aslında enerji verimliliğine ilişkin hazırlık ve çalışmaların öncesi olup, Türkiye tarafından Paris Anlaşması’na uyum sürecinde 2053 yılı emisyonun net olarak sıfıra indirileceği tarih olarak taahhüt edilerek bir hedef konulmuştur.
Konuya ilişkin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalardan;
Enerji eylem planının hayata geçirilmesiyle birlikte 2030 yılına kadar enerji tüketiminin %16 azalarak 100 milyon ton emisyon azaltımına katkı sağlanacağı, bu hedeflere ulaşmak için kamu ve özel sektör birlikte 2030 yılına kadar 20,2 milyar dolarlık enerji verimliliği yatırımının gerçekleştirileceği, böylece hem enerji verimliliği alanında faaliyet gösteren firmaların desteklenerek yeni iş imkânı oluşturulacağı, hem de bu yatırımlar sayesinde 2040 yılına kadar 46 milyar dolar değerinde enerji tasarrufu sağlanmış olunacağı,
Gerekli enerji dönüşümünü gerçekleştirmek ve öngörülen hedeflere varabilmek için yenilenebilir enerji kullanımının artırılmasının, nükleer enerjinin ve geçiş yakıtı olarak doğal gazın kullanılmasının, hidrokarbon kaynaklarının keşfi ve ekonomiye kazandırılmasının, enerji altyapılarının dönüşüm ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte güçlendirilmesinin, hidrojen, kritik mineraller, depolama ve dijitalleşme teknolojilerine yatırım yapılmasının, enerjinin tüm alanlarında yerli üretimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasının öncelikli konular olarak belirlendiği,
Anlaşılmaktadır.
Enerji arzının sürekli, kaliteli, sürdürülebilir, güvenli ve katlanılabilir bir maliyetle olması hususu önem arz etmektedir. Zaten planın temel amaçlarından birisi de bu olup, ayrıca elektrik üretim, iletim ve dağıtımında verimliliği artırmaya da önemli bir vurgu yapılmıştır.
Burada yeri gelmiş iken tüketici olarak bizi de ilgilendiren boyutu ile enerji verimliliği konusuna ayrı bir parantez açmak istiyorum.
Enerji verimliliği enerji kaynaklarının üretimden tüketime kadar tüm aşamalarda en yüksek etkinlikte değerlendirilmesini ifade eden bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yeni ve yenilikçi teknolojilerin kullanımıyla bire bir ilişkili olup, bunlar vasıtasıyla üretim ve hizmet sunumunda ki konfor standartlarında veya sosyal refahta herhangi bir olumsuz etkilenme olmadan enerji tüketiminin azaltılmasını sağlamaktır.
Nitekim ülkemizin artan nüfusu, gelişen ekonomisi ve yükselen refahı ile birlikte enerji tüketimi artmaktadır. Bu artışı sanayileşme, kentleşme, teknolojik gelişmeler ve tüketim alışkanlıklarındaki değişimler de doğrudan etkilemektedir.
Bilindiği üzere cari açık sorunu olan ve onlarca yıldır bununla mücadele etmek zorunda olan bir ülkeyiz.
Yine bilindiği üzere cari açığın en önemli nedeni de enerji gideridir.
Bu işin ekonomik boyutu.
Diğer taraftan çevresel, sosyal ve uluslararası antlaşmaları da işin içine kattığımızda sanırım yazı başlığını burada vurgulamak isabetli olacaktır.
Enerji Verimliliği Gereklilikten Ziyade Zorunluluktur.
Enerji kayıplarının azaltılması, çevreci yönü, ekonomik ve istihdama yönelik sosyal katkılarıyla her yönüyle desteklenmesi ve sahiplenilmesi gereken bir plan.
Hayırlı olsun.