NARDUGAN BAYRAMI

Zafer ALTINKESER

Yazar

 

NARDUGAN BAYRAMI

Nardugan, İdil-Ural yöresindeki Türk toplumlarının farklı tarihlerde ve şekillerde kutladığı bir bayramdır.
Başkurt, Kazan Tatarları ve Çuvaşlar için Nevruz’un karşılığıdır ve 21 Mart’ta kutlanır Kreşinler ise Nardugan’ı 7-12 Ocak’ta kutlar. İslamiyet öncesi Türkler’in her yıl 21 Aralık’ta bir kış gündönümü bayramı olarak Nardugan’ı kutladığı ve bu bayramın Hristiyanlık’taki Noel yortusunun atası olduğu iddia edilmiştir.
NARDUGAN ETİMOLOJİSİ: Nardugan, Doğu Avrupa da yaşayan Türk toplulukları tarafından kullanılan bir kelimedir. Moğol dilindeki Nar (Güneş), Türk dilindeki Tugan (Doğan) sözcüklerinden meydana gelir. “Güneşe doğan” anlamlarına gelir ve Moğolcadan Türkçeye geçmiştir.
KREŞİNLERDE NARDUGAN KUTLAMASI: Kreşin Tatarlarının bu bayramı kutlamasına dair belgeler, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren başlamaktadır. Diğer İdil-Ural topluluklarında Nevruz eşdeğeri olan Nardugan’ı Kreşin Tatarları kış mevsiminde kutlamaktadır. Noel Bayramı’ndan Paskalya öncesi Vaftiz Günü’ne kadar devam eden döneme Kreşinler “Nardugan Dönemi” ya da “Nardugan Çabu” adını verir. 12 gün süren bu bayramda genç kızlar geleceklerini öğrenmek için fala bakarlar. “Nardugan Evinde” toplanıp yüzük falı bakılır. Yüzük falı için toplanılan evinin en büyük ve en küçük oğlunun ırmaktan su getirmesi ve evdeki genç kızlar suya yüzüklerini bırakması gerekir. Bayram da kılık değiştirerek veya maske takarak evden eve dolaşıp oyunlar oynama adeti vardır. Bu oyunlar, Ruslar’daki Rojdestvenskie oyunlarına benzer.
İSLAM DA NARDUGAN BAYRAMI: Değişik toplumların mit ve destanları incelendiğinde, hemen hemen her toplumun geçmişinde doğaüstü varlıklar, iyi, kötü, gece ve gündüz, güneş ile ay temalı efsanelerin varlığı göze çarpmaktadır. İslamiyet öncesi Türk geleneği olan Nardugan kutlamaları da bunlardan biridir.
NARDUGAN BAYRAMINDA NELER YAPILIR: Ailecek özel bir yemek yiyip, şarkılar söyleyerek eğlenebilir ve siz de günün yeniden doğuşunu kutlayabilirsiniz. Yılbaşında bereket amaçlı kırılan narı da yine aynı amaçla Nartugan’da kırabilirsiniz. Narın parçalanan tanelerinin eve dağılmasıyla bereket getirdiğine inanılır.
SABANTOY: Türk, Kazak ve Altay halk kültüründe Güz Bayramı. Sabantoy (Saban-Toy: Saban Şenliği) güz gündönümünde (gündüzle gecenin eşitlendiği günde) yapılan bir bayramdır. Kazaklarda güzün son sıcak günlerinde Altı Alaş’ı (ulusu) ve temsilcilerini toplayıp, onlara yemek verme geleneği vardır. Bu yemekte ozanlar atışır, at yarışı, güreş ve kokpar düzenlenir. Yılın en iyi ve en verimli iş yapan çiftçilerine de hediyeler verilir.
PAKTA: (Pakta veya Paktıgan) Türk ve Altay halk kültüründe bir tür bereket töreni. Bu bayramın koruyucu ruhu olan Baktı Han adına düzenlenir.
Kosa, Saya, Payna, Pakta dörtlü bir tören silsilesi oluştururlar. Ayrıca Sümer geleneğinden Ortadoğu ve Orta Asya’ya yayılmış olan ve söz biçim olarak da bu sıralamaya uygun düşen Nardugan bayramı bulunur.
KOSA: (Kosa veya Kosagan) Türk ve Altay halk kültüründe Bahar Şenliği. (Koça veya Koçagan) şeklinde de söylenir. “Kodu” adıyla da anılır. Nevruza birkaç gün kala başlayan ve Nevruz gününün sonuna kadar devam eden şenliklerdir. Bu bayramın koruyucu ruhu olan Koça Han adına düzenlenir.
KOSA İÇERİK ve UYGULAMA: Kodu ve Kosa adındaki şenlik önderinin veya korkuluk şeklindeki sembolün başına boynuzlu (Güneşi simgeleyen) bir başlık geçirilir. Güneş çağrışımı ve boynuzlar Nevruz’un yeniden dirilme olgusuyla yakından ilgilidir. Oyuna katılanlar kurt, tilki, çakal kılıklarına girerler. Kocabaşı üzerine aldığı kürkü ters giyer. Beline ve boynuna çıngırak asar. Kosa kimin evine girerse o eve bereket girer ve yıl boyunca eksik olmaz. Bazı yörelerde çocuklar bazılarında ise kadınlar tarafından oynanır. Koça Han ile bağlantılı olması muhtemeldir. Koçagan adıyla anılan tören Bahardaki gündönümünde, Paktıgan adıyla yapılan tören ise Güz gündönümünde yapılır.
SAYA: (Saya veya Sayagan) Türk ve Altay halk kültüründe Bereket Töreni. Hayvancılıkla uğraşan toplumların bereketi artırmak için düzenledikleri bir törendir. Bu bayramın koruyucu ruhu olan Saya Han adına düzenlenir. Oyunu yürüten kişiye Sayacı denir. Koyunlar doğurmaya başladığında çobanlar köy köy ev ev gezip saya toplarlar. Sayacılar keçi derisine bürünürler. Saya adı verilen goşalar (maniler) okurlar. Saya Han ile ilişkili bir törendir. Ayrıca otlak, mera gibi anlamları da bulunur.
Kosa, Saya, Payna, Pakta dörtlü bir tören silsilesi oluştururlar. Ayrıca Sümer geleneğinden Ortadoğu ve Orta Asyaya yayılmış olan ve sözbiçim olarak da bu sıralamaya uygun düşen Nardugan bayramı bulunur.
ISIYAN: Baharda doğanın yenilenmesini, gücünün çoğalmasını gösteren bir bayram. Yakutlar çok eski zamanlardan beri, bahar merasimleri yaparlar. Bu bayram Ulu Gök Tanrısı’nın şerefine yapılır. Yeryüzü yeşilliğe büründüğü zaman ağaç altına toplanılıp kurbanlar kesilir. Sonra daire şeklinde toplanılıp kımız içilir ve meydanda yakılan odunun üzerinden atlanır. “Isıyah’ın” birkaç amacı vardır: Yer Ruhlarını memnun kılmak. Ulu Ana’dan merhamet istemek gibi… Yakutlara göre, bu bayram ilk ata olan “Elley” ile ilintilidir. O, başlatıcısı olduğu bu bayramı kendi yurdunda kutlamıştır.
PAYNA: (Payna veya Paynagan) Türk ve Altay halk kültüründe Bereket Töreni. Bu bayramın koruyucu ruhuna (Bayanay / Payana) at kurban edilirdi. Bu ruh her boyu kaza ve beladan korur. Bu bayrama özellikle yaşlılar katılır. Ayrıca genç erkek ve kızlar burada birbirlerini beğenip çiçek vererek gönüllerini almaya çalışırlar. Böylece evlenecekleri kişiyi seçerler. Payna Bayramı adı verilen bu törende boyun nüfusunun artması için dua edilir çünkü boy ne kadar çok nüfuslu olursa Paynanın da o kadar güçlü olduğuna inanılırdı. Töreni yürüten şamanın doğaüstü yolculuğunda kullanacağı kılıcı yanında bulunurdu.
Kosa, Saya, Payna, Pakta dörtlü bir tören silsilesi oluştururlar. Ayrıca Sümer geleneğinde Ortadoğu ve Orta Asya’ya yayılmış olan ve sözbiçim olarak da bu sıralamaya uygun düşen Nardugan bayramı bulunur.
PAYNA İYESİ veya RUHU: Payna veya Payne Altay halk inançlarında çam ağacının koruyucu ruhu olarak görülür. O aslında bir bereket tanrıçasıdır. Avrupa dillerindeki Pine (İngilizce Çam Ağacı, Okunuşu: Payn) sözcüğünün kökeninin bu ruhun adından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Payna töreninin kış mevsimi ile bağlantısı da göz önüne alındığında 22 Aralık Kış Gündönümünde yapılan merasimin Yılbaşı uygulamalarının kökeninde yer aldığı söylenebilir.
YELDA: Yelda en uzun gecedir. İran da yaklaşık 2000 yıldan fazla zamandır 20 Aralık’ı 21 Aralık’a bağlayan gece kutlanan ve günlerin kısalmasının son bulduğunun habercisi olan kutlamaların adıdır. Kökenlerini güneş tanrısı Mithra’nın doğumundan alan bu bayram, Romalıları dahi etkilemiştir. Romalıların Saturnalia ve Sol Invicta şenliklerinde Yelda gecesinden izler taşır. Bugün İranda bu geceyi Nar yiyerek ve aile büyükleri çevresinde toplanıp sohbet ederek geçirmek kısmen de olsa süren bir gelenektir. Yelda sözcüğü Süryani dilinden gelmekte ve “Velede” kökündendir.
Arap fetihlerinden önceki dönemlerde, İranlılar her ne kadar Zerdüştiliği devlet dini olarak kabul etmiş olsalar da Mithra kültü gibi batı İran kaynaklı bazı pagan kült unsurları halk arasında yaygınlık kazanmıştı. Romalıların İranlılardan devr aldıkları bu kutlamayı Hristiyanlık döneminde de sürdürmeyi amaçlamış oldukları düşünülür. İsa’nın doğumunun kutlandığı Noel gününün de her nasılsa üç gün farkla bu tarihe çok yakın bir tarihe rastlaması bu savı güçlendirmektedir.
27.12.2024
Zafer ALTINKESER

KOKPAR: Türk ve Orta Asya halk kültüründe atla oynanan bir tür oyundur.  (Oğlağı taşıyan atlıyla beraber diğer oyuncular da oğlağı kapmak için yarışır. Atlıların birbirine kamçılarıyla vurmaları serbesttir. Böylece taşıyıcı atlının direnci kırılır. Oğlağın yere düşmesi durumunda ise süvariler at üstünden eğilerek yerdeki oğlağı almaya çalışırlar.)

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir