KADINLARA SEÇME ve SEÇİLME HAKKI
Kadınların ilk kez oy kullandığı TBMM 5. Dönem seçimleri 8 Şubat 1935 Türkiye genel seçimlerinde yapıldı ve 17 kadın milletvekili ilk kez meclise girdi. Ara seçimlerde bu sayı 18’e ulaştı.
İLK KADIN MİLLETVEKİLLERİMİZ
AYŞE MELİHA ULAŞ EKEMAN (1901-17 Şubat 1942): Ayşe Meliha Ulaş Ekeman (1901 Sinop – 17 Şubat 1942), Türk siyasetçi. Meliha Ulaş, 1901 de Sinop’ta doğdu. Kaynaklarda adı (Ayşe) Meliha Ulaş Ekemen ya da Ekeman olarak da geçmektedir. Babası Sinop Belediye doktorluğu yapmış olan İstanbullu Hüseyin Kami Bey, annesi Fatma Ulviyye Hanımdır. Türkiye de kadınların seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla TBMM V. dönemde (1935) TBMM’ye giren kadın milletvekilinden biridir. V. ve VI. dönem Samsun milletvekili olarak görev yapmıştır.
AYŞE SENİHA HIZAL (1897-22 Haziran 1985): Ayşe Seniha Hızal (1897 Adapazarı – 22 Haziran 1985 İstanbul), Türk eğitimci, siyasetçi. 1897 yılında Adapazarı’nda doğdu. Annesi Hüsniye Hanım, babası Nafiz Bey’dir. O küçük yaşlarda iken ailesi İstanbul’a taşındı. İlk öğrenimini İstanbul Fatih Rüşdiyesinde, orta öğrenimini özel bir Kız Sanat Mektebinde yaptıktan sonra üç yıl İnas Darülfünu‘nda yükseköğrenim gördü, bu okuldaki eğitimini 1918 yılında okulun ilk mezunlarından biri olarak tamamladı. Türkiye de Cumhuriyet döneminde maarif müfettişliği yapan ilk kadın olarak tanınır. 1935 Türkiye genel seçimlerinde TBMM’ye giren ilk kadın milletvekillerinden biridir; V. dönem TBMM de Trabzon milletvekili olarak görev yapmıştır.
BAHİRE BEDİŞ MOROVA AYDİLEK (1897-10 Kasım 1965 İstanbul): Bahire Morova, 1897 yılında Bosna da doğmuştur. Babası Hasbi (Bedi) Bey, annesi Esma Hanımdır. İlk ve ortaöğrenimini Bolu da tamamlamıştır. Resim öğretmeni olan Bahire Hanım, Bolu Kız Sanayi Mektebinde 4 yıl görev yapmış, 1927 yılında gözlerindeki bir rahatsızlık nedeniyle mesleğini bırakmak zorunda kalmıştır. 1930 yılından itibaren Bolu Belediye Meclisi üyeliğinde bulunmuş, Cumhuriyet Halk Fırkası teşkilatında ve Bolu Halkevinde çalışmıştır.
BENAL NEVZAT ARIMAN (1903 İzmir-19 Temmuz 1990): Benal Zübeyde Arıman (1903 İzmir – 19 Temmuz 1990 İstanbul), Türk yazar, şair, siyasetçi. V., VI.,VII. ve VIII. dönem TBMM İzmir milletvekilidir. Kadınların Türkiye genel seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını elde ettiği 1935 genel seçimlerinde siyasete girerek Türkiye’nin ilk kadın milletvekilleri arasında yer almıştır. Yayımlanmış piyes ve şiirleri bulunur.
FAKİYE ÖYMEN (1900 İşkodra-6 Nisan 1983 Ankara): Fakihe Öymen (1900 İşkodra – 6 Nisan 1983 Ankara), Türk eğitimci ve siyasetçi. Türkiye Cumhuriyeti‘nin ilk kadın milletvekillerindendir. Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nin V., VI., VII., VIII. dönemlerinde İstanbul ve Ankara milletvekilliği görevlerinde bulundu.
FATMA ESMA NAYMAN (1899 İstanbul-16 Aralık 1967): Fatma Esma Nayman (1899 İstanbul – 16 Aralık 1967) Türk siyasetçi. Türkiye de kadınların katıldığı ilk yerel seçimler olan 1930 yerel seçimlerinde Adana belediye meclisi üyesi; kadınların katıldığı ilk genel seçimler olan 1935 genel seçimlerinde milletvekili seçildi. V. dönem TBMM de Seyhan (Adana) milletvekili olarak bir dönem görev yaptı.
FATMA ŞAKİR MEMİK (1903-1991): Fatma Şakir Memik (1903-1991) Türk tıp doktoru ve siyasetçi. Türkiye de Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı tanınmasıyla TBMM V. dönemde (1935) TBMM’ye giren 18 kadın milletvekilinden biridir. TBMM V., VI. ve VII. dönem Edirne milletvekilliği görevlerinde bulunmuştur.
FERRUH GÜPGÜP (1891 Kayseri-18 Nisan 1951): Ferruha Güpgüp (1891 Kayseri – 18 Nisan 1951), Türk siyasetçi. Özel öğrenim gördü, Arapça bilmekteydi. Biçki dikişle de ilgilendi ve Kayseri CHP Vilayet İdare Heyeti ile Belediye Meclisi üyeliğinde bulundu. 5. Dönem Kayseri milletvekilliği yaptı.
HATI ÇIRPAN (1890-21 Mart 1956): Hatı Çırpan Satı Kadın (d. 1890 – ö. 21 Mart 1956) Türk siyasetçi. Türkiye Cumhuriyeti‘nin ilk kadın köy muhtarlarından ve ilk kadın milletvekillerindendir. Türkiye de Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkının tanınmasından sonra 1935 Türkiye genel seçimlerinde aday olup ilk kadın milletvekilleri olarak meclise giren kadınlardan olmuş ve TBMM V. dönem Ankara milletvekili olarak görev yapmıştır.
HATİCE ÖZGENER (1865 Selanik-21 Şubat 1940 İzmit): Hatice Özgener (1865 Selanik – 21 Şubat 1940 İzmit) Türk öğretmen, siyasetçi. Türkiye’nin ilk kadın milletvekillerindendir. 1878-1924 yıllarında ortaokul, öğretmen okulu ve yetim yurtlarında öğretmen ve idareci olarak görev yaptı. 1935 genel seçimlerinden sonra boşalan milletvekillikleri için 1936 da yapılan ara seçimlerde Çankırı milletvekili seçildi; böylece V. dönem TBMM‘deki 18 kadın milletvekilinden biri oldu.
HATİCE SABİHA GÖRKEY (1888 İstanbul-22 Kasım 1963): Hatice Sabiha Görkey (1888 Üsküdar, İstanbul – 22 Kasım 1963) Türk siyasetçi. Şimdiki adı İstanbul Üniversitesi olan Darülfünun’un ilk mezunlarındandır. Öğretmenliğe İstanbul da başladı. Ardından da Edirne’ye tayini çıktı ve orada, Edirne Kız Öğretmen Okulunda hem müdire hem de öğretmen olarak görev yaptı. V. Dönem Sivas Milletvekilliği yaptı. Evli ve bir çocuk annesiydi.
HURİYE BAHA ÖNİZ (1887 İstanbul-2 Kasım 1950): Huriye Baha Hafiz Öniz (1887 İstanbul – 2 Kasım 1950, İstanbul) Türk eğitimci, siyasetçi, yazar. Türkiye de kadınların seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla TBMM V. dönemde (1935) TBMM’ye giren 18 kadın milletvekilinden biridir. V. dönem Diyarbakır milletvekili olarak görev yapmıştır. Cumhuriyet dönemi çocuk edebiyatının ilk özgün örneklerinden olan Köprüaltı Çocukları adlı çocuk romanını yazarıdır.
MEBRURE GÖNENÇ (1900 İstanbul-6 Aralık 1981 Ankara): Mebrure Gönenç (1900 İstanbul – 6 Aralık 1981 Ankara) Türkiye Cumhuriyeti‘nin ilk kadın milletvekillerinden. Amerikan Koleji‘nden mezun oldu. 1935 yılında yapılan seçimlerde Afyonkarahisar‘dan meclise girdi. Öğretmen ve iki çocuk annesiydi. Fransızca ve İngilizce bilmekteydi.
MİHRİ İFFET PEKTAŞ (1985 Bursa-4 Temmuz 1979 İstanbul): Mihri İffet Pektaş (d. 1895 Bursa – ö. 4 Temmuz 1979 İstanbul) Türk siyasetçi. Türkiye de kadınların seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla TBMM V. Dönemde (1935) TBMM’ye giren kadın milletvekilinden biridir. V., VI. ve VII. dönem Malatya milletvekili olarak görev yapmıştır.
NAKİYE ELGÜN (1882 İstanbul-22 Mart 1954): Nakiye Elgün (d. 1882 Rumelifeneri, Sarıyer, İstanbul – ö. 22 Mart 1954) Türk siyasetçi ve eğitimci. Türkiye de Osmanlı döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kız çocuklarının eğitiminin yaygınlaştırılması için çalışmış bir eğitimcidir. Osmanlı kadın hareketi içinde yer aldı; Cumhuriyet döneminde kadınların siyasi haklarını elde etmesi için yapılan kanun değişikliklerinden sonra 1930 Türkiye yerel seçimlerinde İstanbul Belediye Meclisine ilk kadın üyesi; 1935 genel seçimlerinde milletvekili oldu. TBMM de üç dönem Erzurum milletvekili olarak görev yapmıştır.
SABİHA GÖKÇÜL ERBAY (1908 Bergama-31 Ağustos 1998 İstanbul): Ayşe Sabiha Gökçül Erbay (1908 Bergama – 31 Ağustos 1998 İstanbul) Türk siyasetçi. İstanbul Kız Muallim Mektebinde ve Yüksek Kız Muallimin İhzari (hazırlık) kısmında okumuştur. İzmir Kız Muallim Mektebi’nde edebiyat öğretmenlik ve müdürlük, Adana Lisesi ve İstanbul Erenköy Kız Lisesinde öğretmenlik, V. Dönem Balıkesir, VI. ve VII. Dönem Samsun milletvekilliği ile TBMM Başkanlık Divanı Katip üyeliğinde yapmıştır.
ŞEKİBE İNSEL (1886-29 Mart 1970): Ayşe Şekibe İnsel (Akkavuk) (1886 – 29 Mart 1970) Türk siyasetçi. Türkiye Büyük Millet Meclisine giren ilk kadın milletvekillerindendir 1935 genel seçimlerinde V. dönem Bursa milletvekili olarak seçilmiştir.
TÜRKAN ÖRS BAŞTUĞ (1900 İstanbul-27 Eylül 1975 İstanbul): Türkan Örs Baştuğ (d. 1900 İstanbul – ö. 27 Eylül 1975 İstanbul) Türk öğretmen, siyasetçi. V. dönem ve VI. dönem TBMM Antalya milletvekilidir. Kadınların Türkiye genel seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını elde ettiği 1935 genel seçimlerinde siyasete girerek Türkiye’nin ilk kadın milletvekilleri arasında yer almıştır.
TÜRKİYE DE KADINLARA SEÇME ve SEÇİLME HAKKININ TANINMASI
Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması, 1930’larda, Türkiye de kadınların siyasi haklarını kazanması için gerekli yasaların çıkarılmasını ifade eder. Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi; toplumsal hayatta gerçekleşen Atatürk Devrimleri’nden birisidir. 1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile önce Belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları, 5 Aralık 1934’te Anayasa ve Seçim Kanununda yapılan yasa değişikliği ile tanındı.
Belediye Seçimlerinde Seçme ve Seçilme Hakkı: Kadınların belediye seçimlerinde seçme ve aday olma hakkı 3 Nisan 1930 da Belediye Kanunu’nun kabul edilmesiyle tanındı.
Kadınların Katıldığı İlk Belediye Seçimleri: Kadınlar siyasal haklarını ilk kez 1930 yılındaki Belediye seçimlerinde kullandılar. Seçimler, Eylül başından Ekim’in 20’sine kadar sürdü. Şehir meclislerine girebilen kadınlar arasında İzmir seçimlerinde Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF)’nın iki kadın adayı olan Hasane Nalan ve Benal Nevzat Hanımlar ile, İstanbul seçimlerinde CHF adayı olan Rana Sani Yaver ( Eminönü), Seniye İsmail Hanım (Beykoz), Ayşe Remzi Hanım (Beyoğlu), Nakiye (Beyoğlu) Latife Bekir (Beyoğlu) Hanımlar vardır. Bu seçimlerde Artvin ili Yusufeli ilçesine bağlı Kılıçkaya beldesinde belediye başkanı seçilen Sadiye Hanım, “Türkiye’nin İlk Kadın Belde Belediye Başkanı” olmuş ve bu görevi iki yıl yürütmüştür. Türkiye’nin ilk kadın il belediye başkanı ise çok partili siyasal yaşama geçildikten sonra seçildi. 3 Eylül 1950 tarihinde yapılan yerel seçimlerde 27 üyesi bulunan Mersin Belediye Meclisine seçilen Müfide İlhan, ilk kadın il belediye başkanı oldu.
Köy Muhtarı Seçme ve Seçilme Hakkı: Köy Kanununun 20. Maddesinin değiştirilmesine dair 26 Ekim 1933 tarihli ve 2329 sayılı kanunun çıkarılmasıyla; kadınların köy muhtar ve heyetlerine seçilme hakkı tanındı.
İlk Kadın Muhtarın Seçimi: Aydın‘ın Çine ilçesine bağlı Demirdere köyünde (Bugünkü Karpuzlu ilçesi) yaklaşık 500 oy alarak seçimi kazanan Gül Esin, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın muhtarı oldu.
Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı: Türkiye’deki kadınlar milletvekili olabilmek için ilk adımı 1923’te atmışlardı. Bu adım, kadınların 1923 yılında Nezihe Muhiddin önderliğinde ilk kadın partisi “Kadınlar Halk Fırkasını” kurma isteğidir. Fakat 1909 Seçim Kanunu sebebiyle bu parti kurma girişimi, Kadınlar Halk Fırkasının Türk Kadınlar Birliği adlı derneğe dönüşmesi ile sonuçlanmıştı. 1924 anayasası hazırlanırken kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olması gündeme geldi ancak TBMM genel kurulunda bu hakların yalnızca erkeklere tanınması fikri ağır bastığından kadınlar siyasal haklar sağlayamadılar. Gerekli yasal değişiklik 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin sunduğu Anayasa ve Seçim Kanununda değişiklik yapılmasını öngören yasa önerisi sonucu gerçekleşti. Öneri, 5 Aralık 1934’te Mecliste görüşüldü. Yapılan oylamada, 317 üyeli Meclis’te, oylamaya katılan 258 milletvekilinin tamamının oyuyla değişiklik önerisi kabul edildi. Anayasanın 10. ve 11. Maddeleri değiştirilerek her kadına 22 yaşında seçme, 30 yaşında seçilme hakkı verildi. Bu anayasa değişiklikleri çerçevesinde İntibah-ı Mebusan Kanunu (Milletvekili Seçimi Kanunu)’nda 11 Aralık 1934’te yapılan değişiklikler sonucu anayasada tanınan haklar seçim kanunuyla da düzenlendi. Yasanın çıkmasının ardından 7 Aralık 1934’te, Türk Kadınlar Birliği İstanbul da Beyazıt Meydanı’nda büyük bir kutlama mitingi ve Beyazıt’tan Taksim’e bir yürüyüş düzenledi.
Kadınların Katıldığı İlk Genel Seçimler: Türkiye’de kadınların katıldığı ilk genel seçimleri, 8 Şubat 1935 yılında yapılan TBMM 5. dönem seçimleridir. Bu seçimlerde 17 kadın milletvekili TBMM’ye girdi. 1936 yılı başında boşalan milletvekillikleri için yapılan ara seçiminde emekli öğretmen Hatice Özgenel’in Çankırı milletvekili olarak seçilmesiyle meclisteki kadın milletvekili sayısı 18’e çıktı.
KADINLAR HALK FIKRASI
Kadınlar Halk Fırkası (KHF) ya da Türk Kadınlar Birliği, Cumhuriyet Halk Fırkasından önce Nezihe Muhiddin öncülüğünde kurulan, Türkiye’deki ilk siyasal parti girişimlerinden biri.
Hakkında: 1923 yılında henüz Cumhuriyetin ilan edilmediği dönemde Nezihe Muhiddin ve on üç kadın arkadaşı, kadın hakları için bir kadın komitesi toplamaya karar verilmişlerdir. Hazırlıkları Nezihe Muhiddin‘in evinde süren komitenin ilk toplantısı, 15 Haziran 1923’te Darülfünun Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Toplantıda “Kadınlar Halk Fırkası” adıyla siyasi bir parti kurma kararı alındı. Partinin programı o dönemki basında yer aldı. Nezihe Hanım’ın kuruluşuna önderlik ettiği parti, henüz Cumhuriyet Halk Fırkası bile kurulmadan kuruluş çalışmalarını tamamlayıp kuruluş dilekçesini sundu fakat kuruluş dilekçesine sekiz ay sonra ret yanıtı gelmiş, “1909 tarihli seçim kanununa göre kadınların siyasi temsilinin mümkün olmadığı” gerekçesiyle parti kuruluşu için valilik tarafından faaliyet izni verilmemiştir. Bunun üzerine Kadınlar Halk Fırkası, Türk Kadınlar Birliği adında bir derneğe dönüşmüştür.
Önleyici Mefkurecilik: Avrupa da sınıf yapılarının belirginleştiği ve kapitalizmin bölüşüm bunalımının etkili bir biçimde hissedilmeye başlandığı yıllarda, Türkiye de henüz sanayi devrimi gerçekleştirilememiş, sınıflı toplum yapısı belirginleşmemiş ve önemli sayılabilecek bir sınıf çatışması yaşanmamıştır. Bu doğrultuda Cumhuriyet modernleşmesi, ileride yaşanabilecek ve birleşik, uyumlu bir toplum yapısını maraza uğratabilecek her türlü yapılanmaya karşı önleyici mefkurecilik olarak tanımlanabilecek bir ideoloji temelinde kurgulanmaya çalışılmıştır. Taha Parla bu idealizmi “liberal burjuva siyaseti ve burjuva ekonomisinin olmadığı bir burjuva toplumunun gerçekleştirilmesi” olarak açıklar. Böylelikle bir yandan feodalizmin arkaik kültürünü yıkabilecek bir burjuva toplumu oluşturulabilecek, bir yandan da oluşan burjuvazinin kendi çıkarını önceleyen bireyciliğinin önü alınabilecektir. Bir tür düzen içinde gelişme projesi olarak adlandırılabilecek bu tutumun Türkiye Cumhuriyetin’de hayata geçirilen kamu politikalarında uzun süre etkili olduğu söylenebilir. Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin temelindeki önleyici bu ideolojiyi özellikle Kemalizm’in altı okundaki halkçılık ilkesinde gözlemleyebilmek mümkündür. CHP’nin dördüncü büyük kongresinde belirtilen şekliyle halkçılık şu şekilde açıklanmaktadır: “Türkiye Cumhuriyeti halkını, ayrı ayrı sınıflardan mürekkep değil fakat ferdî ve içtimai hayat için iş bölümü itibarıyla, muhtelif mesai erbabına ayrılmış bir camia telakki etmek, esas prensiplerimizdendir. Fırkamızın bu prensiple istihdaf ettiği gaye, sınıf mücadelesi yerine, içtimai intizam ve tesanüt temin etmek ve birini nakledemeyecekti surette menfaatlerde ahenk tesis eylemektir. Menfaatler, kabiliyet ve çalışma derecesiyle mütenasip olur.” Mete Tunçay, Kemalizm’in belirtilen şekildeki halkçılık tanımını demokrasiyle özdeş olmayan “daha çok, Büyük Fransız Devrimi düşünüme özgü bir anti-monarşizm ve statü ayrıcalıklarına düşmanlık” olarak betimlemektedir; çünkü bu tür halkçılık, sınıfları ve sınıf çatışmalarını görmezden gelerek mesleklerin yardımlaşmasına bel bağlamakta ve ulusçuluk adı altında farklılıkların kendilerini temsil ederek oluşturabilecekleri eşitlikçi ve özgürlükçü bir yapıyı sınırlandırmaktadır. Böylelikle halkçılık ülke sevgisi, millî irade, millî hakimiyet gibi Rousseau’yu hatırlatan seçkinci ve kolektivist söylemler ile hak temelli bir anlayıştan, ortak iyiye evrilen bir anlama yönlendirilmektedir. Ayşe Kadıoğlu Türkiye’nin düşünsel temelinde var olan bu durumu aydınlanma aşamasından geçilmeden modernleşmenin gündeme gelmiş olmasına bağlar. Aydınlanmanın ortaya koymuş olduğu bireyin özgürlüğüne verilen önem, Türkiye’nin modernleşme sürecinde arka plana itilmekte ve toplumun yüce ulusal çıkara bir bütün halinde yönlendirilmesi amaçlanmaktadır. Cumhuriyet modernleşmesinin erken dönemlerinde yaşanan çok partili sisteme geçiş krizlerinde ve tek parti yönetiminin yerleşmesinde bu ideolojinin önemli bir payının olduğu söylenebilir. Yalnızca homojenleşmiş bir kamu vicdanının kurtuluşa ve gelişmeye yarar sağlayabileceğine inanılan, farklılıkların öteki sayılarak düşmanlaştırıldığı ve yok edildiği bir ortamda, ideolojik olarak aynı orta sınıfın “pozitivist, milliyetçi ve liberal hareketine” bağlı olduğu söylenen Kemalistler ile, Terakkiperverler ve hatta “güdümlü bir demokrasi deneyi” olarak tanımlanan Serbest Cumhuriyet Fırkalılar dahi birlikte var olamamıştır. Bunun yanında Türkiye Komünist Partisi’nin kurulması ya da bir dönem Turancı neşriyatın artmasında olduğu gibi, dış siyasetin farklı düşüncelerin var olmasını zorunlu kıldığı durumlarda da, ötekileştirilen düşünceler millî bütünlüğü bozmayacak bir şekilde devlet tarafından kontrol altında tutulmaya çalışılmıştır. Ayrıca bir federasyon niteliğindeki Amele Teali Cemiyeti ile II. Meşrutiyet’ten beri varlığını koruyan Türk Ocakları’nın kapatılması ve masonluk çalışmalarının durdurulması da devletin bütünlüğünü koruma, millî birliği sağlama düşüncesinin bir sonucu olarak görülebilir. Böyle bir ortam içerisinde kadınların hak temelli bir mücadele alanı olarak Kadınlar Halk Fırkası ve devamında Türk Kadınlar Birliği’nin incelenmesi, Türkiye’deki feminist hareketin Cumhuriyet modernleşmesinin bütüncül ideolojisi karşısında karşı karşıya kaldığı sorunları ve mücadeleler sonucu elde edilen kazanımları ortaya koyması ve bunun yanında bugünkü kadın mücadelesine de ışık tutabilmesi açısından önemlidir.
Türk Kadınlar Birliği: Amacı “Kadınlığı düşünsel ve sosyal alanlarda yükselterek modern ve olgun bir düzeye eriştirmek” olan Türk kadınlar Birliği’nin başkanlığını Nezihe Muhiddin üstlenmiştir. Ardından 1925’te kendi imkânlarıyla “Türk Kadın Yolu” dergisini kurmuş ve bu dergi 30 sayı çıkmıştır. Dergi genel olarak kadınların siyasal taleplerinin duyurulmasını kapsayan içeriği ile Cumhuriyetçi bir söylemle yayın yapmıştır. 1925 yılında henüz kadınların siyasal haklarının tanınmamış olmasına rağmen Türk Kadınlar Birliği tarafından Nezihe Muhiddin, Halide Edip ile birlikte milletvekilliği için aday gösterilmiştir. Amaç, seçimler sırasında konuyu gündeme getirerek kamuoyunu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kadınlara oy verme hakkı için etkilemekti fakat adaylıkları kanunlar gereği reddedildi. Bazı kaynaklara göre o sırada devam eden Şeyh Said İsyanı kadınların siyasi taleplerini ertelemek için bir sebep olmuştur.
25.03.2024
Zafer ALTINKESER